Bir sabah uyandım,
Ve anladım: hiçbir sabah yeni değil.
Her gün, aynı göğün başka bir yankısı,
Her nefes, ilk nefesin tekrarıydı.
Bana “yaşamak” dediler —
Ama kim yaşar, kim seyreder bu akışı?
Göz mü görür, yoksa görme mi gözü var eder?
Ben mi düşünürüm, yoksa düşünce mi beni düşler?
Zamanın kalbinde bir sessizlik var,
Ne ileri ne geri — sadece “şimdi”.
Ve o şimdi, bir ayna gibi kırılır
Her farkındalığın ucunda.
Varlık, derin bir deniz;
Yüzeyi köpük, dibi karanlık.
Köpükte insanlar, sözler, inançlar;
Dipte ise yalnızlık — çıplak ve sonsuz.
Bir taş attım içime,
Dalgalar vurdu geçmişime.
Kendimi düşündüm,
Ve kendimden başka hiçbir şey bulamadım.
Kimim ben?
Bir varlık mıyım yoksa varoluşun yansıması mı?
Bir öz mü, bir süreç mi, bir yanılsama mı?
“Ben” dediğim, bir kelimenin sessizliği belki de.
Hakkı sordum,
Sessizlikle cevap verdi evren.
Belki hak, sormanın kendisiydi,
Belki de hiçbir cevap O’na yaklaşmazdı.
Dağlara baktım — sustular.
Yıldızlara sordum — göz kırptılar.
Rüzgâr geçti içimden,
Ve ben anladım:
Anlam, arayanın kendisinde saklıydı.
Her düşünce bir adım,
Her adım bir uçurum.
Fakat düşmeden öğrenilmez
Yürümek.
Sonra sustum.
Çünkü her kelime, hakikatin etrafında döner,
Ama hiçbir kelime
Onu tutamaz.
Ve şimdi —
Ne baştayım, ne sonda.
Sonsuz bir halkayım ben,
Kendine dönen bir soru,
Ve o sorunun cevabı:
Sessizlik.
Sinan Bayram
Kayıt Tarihi : 31.10.2025 18:08:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!