Kuşlar öter...
Rüzgar eser...
Güneş doğar...
Yağmur yağar...
Kar savrulur...
Tenin donar...
Bir gün:
Bakarken ufka,yaşam denizinin kıyısında...
(Güneşin)
Altın sarısında; saçlarının taze bahar kokusu,
Kızıl alevlerinde; dudakların sevdiğim.
Gece mavisinde okyanusların;
Ah dünya ahh!
Ne kör talihin varmış...
Söz MECLİSten dışarı ya,
Garip anan ağlamış.
Bak!
Kara diyenin rengi ak,
Gökyüzünde parlayıp,
Yeryüzünde sönen kar taneleri gibi,
Uzaktayken ışıldayıp,
Avuçlarımda söner umutlar.
Bilmem, neden..?
...bir akşamüstüydü...
soğuk ve ve pusluydu gökyüzü.
çaresiz koşuşmalar başladı,
ölüm sesliğinde...
sanki gökyüzü ikiye ayrılıp kankusacaktı yeryüzüne.
...ve dağlar kükreyerek ateş püskürecekti bulutlara.
Boşuna debelenme!
Kırılan bir vazoyu yapıştırsanda,
Bir olurmu hiç yenisiyle...
Siyah yada beyaz,
Ne farkeder ki?
Yalan yalandır işte...!
Gelipde geçmeyen ne var..?
Mutluluk mu? Acı mı? İnsan mı?
Gelenin hoşluk gidenin boşluk hediyesi...
Gelenle sarhoş gidince berduş mu olacaksın gönül?
Gelen de sensin giden de... vakit tamam..!
Gün yeni bir gün ve atılmıştır yeni başlangıçların ilk adımı.
Usul usul geldin
...farketmedim.
Sessizce sardın ruhumu
Beynimi ve bedenimi
Ne zaman nasıl girdin koynuma
Tükettin takatimi..
Puslu bir yalnızlığın içerisinde,
Ruhum don tehlikesiyle karşıkarşıya yazın ortasında...
Gelincikler kırağıyla solup gitsede
Çınarlar umursamaz neden dersiniz?
Dolunun ardından baharı yaşıyorsa tabiat,
Tik-taklar eşliğinde,
Döner ömrün yelkovanı,
Hep aynı eksende...
Tik-tak...12...
Tam gecenin yarısı!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!