Sessizce hayallerin düşlendiği
Akşam olup düşlerin yaşandığı
Ümitlerin yaprak gibi solduğu
Bir mevsim akışıdır Sonbahar
Yüzümüzde sevinçlerin tükendiği
Karanlık gecemi ayrılığın kapladığı
..
Ateşlerde yaktın beni,
Bana her mevsim sonbahar.
Yağmursuz bıraktın beni,
Bana her mevsim sonbahar.
Onca yıl geçti aradan,
Bu nasıl aşk nasıl vicdan,
..
Sonbahar yaprağı gibi sürükleniyorum...
Sararmış,dalgın,bitkin dolanıp duruyorum,
Bir evin önüne getiriyorlar beni
Şu sonbahar yaprakları,
O evki benim geçmişim gizlenmiş,
Çocukluğum,gençliğim heyecanım işlenmiş
Ey sonbahar yaprakları; istemeyin bunu benden,
..
Kasım gibi bakıyor gözlerin
Alev alev yakan o saçların,
Yaprak yaprak düşüyor rüzgarın
Eteğine sessizce sonbahar.
Düşen yaprakların hışırtısı
Kesildi kuşların cıvıltısı,
..
Kuru bir yaprak
Hüsranla bayat
Her mevsim sonbahar
Her sonbahar aşk.
..
İşte yine geliyor sonbahar
Yine sararıp düşecek
Dün hayatla dolmuş, yeşile bürünmüş
Baharın izi yapraklar.
İşte yine geliyor sonbahar
Çiçekler çiçekliğini unutacak
..
Sonbahar yağmuru gibisin sevdiğim
Kime yapacağın belli değil
Sonbahar yağmuru gibisin sevdiğim
Ne zaman yapacağın belli değil
..
Soğuk bir sonbahardı Ankarada,
Unutmam, dolaşır durur hafızamda.
Gülümsedin ya sıcacık, çay tadında;
Sonbahar çok yakıştı Ankaraya...
Sarhoş oldum o güz gözlerinde ben.
İçin için yandım o soğukta ben.
..
Anlamsiz tüm sözler bilirim
Yeniden eskisi gibi beni sevemezsin
Ellerin oldugun gün bitirdin beni
Asla yeniden sen beni bana geri getiremezsin
Sonbahar geldiginde
Islanir tüm sokaklar
..
Büyüyen mevsimlerin ecel vakti gelince,
Ufku kana buluyor sonbahar akşamları.
Bir rüya kadar derin, bir hayal ince;
Yaşam bir hatıradır, sonbahar akşamları.
..
Birer birer düşüyor,takvim yaprağı gibi
Ya Cennet bahçesidir,Ya da Cehennem dibi
Şefaatın muhtacız,son Peygamberim, Nebi
Kendimden geçiriyor,Sonbahar yaprakları.
Dünyaya tâmah ettim,düşünmedim sonunu
..
Bir mevsim yaşarım ben
O da yalnız Sonbahar.
Değişmez benim mevsimlerim
Ne kış
Ne yaz
Ne de ilkbahar....
..
Bir sonbahar daha bitiyor...
Ve umutlarım savruluyor esen her rüzgarla...
Bir sonbahar daha bitiyor...
Ve bir sevdam daha kayıp gidiyor avuçlarımda...
Yağmurlara karışıyor gözyaşlarım,
Hep bir şarkı söyleniyor sanki bana,
Kaçıp gidesim geliyor gecenin kör karanlığında,
..
Kuzguncuk. Nakkaş Tepe’den genç bir adam olarak karşıya, güneşin kızıllığına bakmaktayım. Gözlerim Boğaz’ın maviliğinden yukarıya çıkıyor, o gri bina bloğuna takılmadan geçerek, bunun üstünde yer alan birçok gökdelen bozuntusunun bile güzelliğini bozamadığı kırmızı yuvarlağa takılıp kalıyor.
Güneş “ağır, ağır” değil tersine çok hızlı batıyor, bu kızıllığa ve bu “vakte” geldiğinde.
Bir sonbahar günü, biz ki, hep sonbaharı yaşadık, genç bir adam olarak giden sevgilinin ardından, bu çirkin griliği ezen mavi ve kızıllığa bakıyorum.
Bir sonbahar kadar yalnızım. Bu gidiş bir terk ediş değil. Nasıl binlerce mevsimin içinde yalnızca sonbaharı yaşıyorsak, ben de her gidiş sonrasındaki yalnızlığımı bir terk edilmişlik atmosferine dönüştürüyorum. Kimilerine göre “ne marazi”. Bence ne hüzünlü. (Hüzün ki, bize de en çok yakışandır.)
..
Bir Ekim gecesi yazıyorum bu satırları. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi çarparken yerinde, gözüm uzaklarda bir gemi bekliyor tayfasını tanımadığı… Yağmur çırpıyor pencereleri. Bulutlar ağlarken toprağın sinesine, ruhumda çıkan yangınları söndürmeye yetmiyor semanın gözleri.
Ruhuma dokunuyor sabah yelinin elleri. Bir yalnızlık duygusu peyda oluyor kalbimin kuytu köşelerinde. Tiz bir ses uyandırıyor beni geceye ve şimşekler çakıyor gönlümün en hoyrat yerlerinde…
Ben değil miydim yılmayan ve yıkılmayan? Heyhat! Kanadı kırılmış bir kuş gibi çakılıvermişken göklerden yerlere, bir el kaldırmalı beni ayağa yeniden! Gözlerim ufukta bir muştu bekliyor hiç gelmeyecekmiş gibi bekleyen. Toprağın bağrındaki su serinletirken derinliklerinde ne varsa, kalbimde çıkan yangının izlerini taşıyor hüzünlerim.
Keşke dememek için söz vermiştim oysa kendime. Tüm keşkelere kapatmışken tam da kapılarımı, bir pişmanlık hissi sarıyor zihnimi yeniden! Yıkık bir viranenin son duvarı gibi kalbim. Tespih ipliğinden dökülen taşlar gibi nefes nefeseyim. Yorgun olduğum aşikâr. Ya ümitlerim? Hasat zamanı gelmiş başaklar gibi sonbahar rüzgârına takılıp dökülüyor hayallerim.
..
Sonbahar yine burcu burcu aşk kokuyor
Yine elimde sigara
Yine tenime rüzgar vuruyor
sonbahar yine ayrılık kokuyor
Yine toparlamaya çalışırken anılarımı
Rüzgar düşüncelerimi yavaşlatıyor
..
Geride kaldı o kavurucu sıcak
Kaçtı bir yerlere dersin köşe bucak
Bir esinti rüzgârla ısıracak
Denizlerde üşüyor geldi sonbahar
Rüzgâr ıslık çalar gibi fısıldıyor
Dereler düşük bir tonda şırıldıyor
..
Nefis olsam sana, canımı versem
Gecenin siyahı, gidermi dersin
Yar olup da kazsam, toprağa girsem
Sonbahar rüzgarı, dururmu dersin
Saçların parlaksa, gözlerin niye
Kırılmış kollarım, sana hediye
..
Konu:Ayrılık..
Koptu bir yaprak mavi gülümden
Sonbahar mevsimi hicranı keder
Gülümsüyorum bu gün yağmura
Aslında içimde hicranı keder..
..
Havada çığlık çığlığa giderken kuşlar
Sarhoş rüzgarlar eser başımda deli deli
Gönlüm takılır bir sürmeli türküye
Ağlar içimde kan çiçekleri
Havada çığlık çığlığa giderken kuşlar
..