Son kez bakışıdır ağacına
Düşerken dalından sarı yaprağın
Göçerken yurdundan
Leyleğin
Sonbahar ayrılıkların mevsimidir
Son demidir ömrün
..
Hüznün rengi sarı
Mevsimi sonbahar
Bazen bir çift gözdür mekanı
Ya da iliştiği bir dudak kıvrımı
Kimi zaman dalından düşen kuru bir yaprak
Çoğu zaman kızıl bir gün batımı
Ama en çok da
..
Yapraklar birer birer kopuyorlar dalından.
Yaz bitti bak güzelim, güz mevsimi geliyor.
Göçmen kuşlar uçup gidiyorlar buralardan.
Soğuklar başladı bak, geldi sarı sonbahar.
Gezdiğimiz o kırlar yapraklarla donanmış.
Yeşil örtü kaybolmuş, hep sarıya boyanmış.
..
Kimlik aldatmacası bu dünya…Sarınmış varlıklar sıfatlara..bölünememişler içlerinde onca insanlığa..Görememişler boşluklarını zaaflarını tamamlandıklarını zannetmişler savaşlarda yıkımlarda, milli aşklarında..Emeklemişler, eylemsizlik buhranlarında..Emekle, emeklemek bu ne büyük acı,farklılık..öteki…uyu dünya uyu koridorunda..uyu bitecek bu uzun ve ince yol..bitecek saplantılar..kıvranacaksın özgürlük dağlarında..Kıvranacaksın ulaşamaycaksın doruklara..sisler düşecek üstüne..gri bir yalnızlığın koynuna düşeceksin..Ne akarsular alacak seni çoğalacaksın ne de yağmurlar yağacak üzerine en sonbahar sarısından..ağlayacaksın doğaya al beni yanına! Diyecek devrimdir benim adım..dur orda! Devrimdir kimlik,devinimdir ruhlarda..duymayacak sesini..sen saplanmış, sen tüketen, sen sömüren…kavrul dur! duyulmayacak dualarda…
..
Mavi giyerdi mesela, sabah olsun diye sabirsizca bekler, perdelerini günün ışıklarıyla birlikte açardı.Baş örtüsü sarıydı, güneşi temsil ederdi o ve çiçekleri kırmızı turuncu mavi...Yeryüzü adeta onun aynada ki suretini andirirdi...Mevsimlerden yazdı...Bulutlar ortünce maviliği, güneşin sarısı kara bulutların ardında kaldı..Bir siyah kadifeydi gökyüzü...Aynada ki siyahlığın bir yansıması..Hani belki de cürümlerinin karası..Yoksa olabilir mi bir sonbahar hatırası...Aslında hiç kimse bir kimse değil.. Kimsenin yok bir aynası...Herkesin gizlenip durduğu sadece dev aynası.
..
Üç sonbahar önce kar yağıyordu,
Ağır ağır yol alıyordu toprağa,
Ve dokunuşu sarıyordu,
Tıpkı bir ipek gibi örtüyordu toprağı,
Gizliyordu tüm çirkinliklerini,
Saklıyordu tüm renklerini,
Sonbahardan geriye kalan,
..
Yıllar önce yazılmış birkaç yazıyı bulursun tavan arasına bırakılıp unutulan bir sandık içerisinde... Düşündüğün kaç yıl önce yazılmış olduğu değil, o zamanlar diliminde yaşadıklarını dün gibi hatırlıyor olmandır. Hayretler içerisinde okudukça yazılanları, göğsünde uyuyan kuşun kanat seslerini duyarsın. Mevsim bahardır, gözlerin sonbahar...
..
Ben aslında seni gördüğüm an doğmuşum
Bir sonbahar akşamı sarı saçlarına vurulmuşum.
Yoksul yalnızlıklarda yüreğimin içinde seni bulmuşum.
Annem kokan sokaklarda ararken kendimi sende durulmuşum.
Ben sende kendimi bulduğum an bir avcıya vurulmuşum.
Bir sonbahar akşamı yalnızlığın rüzgarında sana savrulmuşum.
..
Sonbahar kokuyorsun,ıslak serin,
yoksulluğun resmi oluyor gözlerin.
Yalınayak bir çocuk üşüyor,aç,sevgiye muhtaç...
Sonbahar kokuyorsun,
sararmış hatıralar dökülüyor şimdi ağaçlardan.
Cevher Dudayev Parkı lşimdi ölüm yallnızlığında.
Yağmurlarla canlanıyor toprak,
..
Savaşıyor sabaha kadar
Bahar kızı unutmak için beynim
İlkbahar gecesinde,
Sonbahar gecesinde olduğu gibi.
Yorganım darmadağın,yastığım yerde,
İki elim başımın arasında
..
Ümitlerimi kaybettim
Bu sonbahar akşamı
Yarınların hayallerini
Kurduğum düşleri
Yitirdim gözlerimde
Ve kaybetdim yaşamı
BU SONBAHAR AKŞAMI
..
evet...her mevsim farklıdır aşk.
ama günah keçisidir sonbahar sevdaların.
en acı mevsimdir sonbahar,
hatta katildir kimine göre,
ey ademin saf çocuğu,
sen sevdana sahip çıkamazsan,
SONBAHARIN SUÇU NE?
..
Gelmesin istiyorum o sonbahar rüzgarları
Sürükleyip götürüyor beni.
Esmesin artık diyorum, o rüzgarlar
Geldikçe öldükçe öldürüyor beni.
Gelmesin sonbaharla gelen o rüzgarlar
Görmeyeyim bir daha o korkunç anı.
..
Güz vakti..
İşte yine bir sonbahar geldi,
Düşler mevsimi sonbahar!
Eteklerinde sarı yapraklar,
Bacalarda tüten nazlı dumanlar,
Nemli ıslak kırlar ve aşıklarla dolu parklar...
..
Sonbahar geldi yeniden
Ne çok yaprak döküyor her sonbahar
Dökülen yaprak değil aslında
Canımdan can gidiyor her sene
Bir özlem var içimde
Her sonbahar tazelenir yeniden
Sanki kuruyan yaprak değil.
..
Aşılmaz sandığım o engelleri
Bir martının kanadında geçmişim
Dalgalı bir gül kondurup eylüle
Kıyıda sonbahar, seni seçmişim...
Isınmışım soğuk rüzgarlarında
Gecelerden gündüzlere ermişim
..
Ben seni son baharda sevmiştim
yürüdüğümüz yollarda elele tutuşup
başımıza uçuşan sarı sarı yapraklar
üzerimize yağıyorlardı
Ne zaman beraber yürüseydik o yollarda
bir deli rüzgar eserdi
..
Serin sonbahar sabahı,
Sessizliği sokaktan geçen simitçi bozuyor,
Simitçi! ! ! !
Sabah güneşini yüzünde hissetmek adeta eşsiz
Mavi gökyüzü,seni karşına alıp konuşuyor tertemiz
Bir kavak ağacının altında içtiğin bir yudum çay;
Geçen seneleri tek hamlede deviriyor
..
Gündüzler kısalıyor, geceler uzuyor
Güneş erkenden çekiliyor dağların ardına
Biraz sönük renkler ışık azlığından
Termometrelerde düşüyor dereceler yavaş yavaş
Sonbahar kuruluyor Yazdan kalan koltuğa
Ağaçların yaprakları sararmaya ve dökülmeye başlıyor
..
Bu yaz gününde
Başımın üstünden gelip geçen kısır bulutlar
Elbet gelecek bir gün
Ağlamaklı gözlerle sonbahar
..