Son Körbalmey Zamanları-Masalın Sonu 1

Süleyman Atanısev
6

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Son Körbalmey Zamanları-Masalın Sonu 1

Bomboş bir sessizlik kaplar meyhaneyi
Plak boşa döner,rüzgar terse
Tezgahta tozlu bir önlük
Yarım şiirlerde kırık bir gözlük
Ayaz gelmiştir hatırı sayılır mekana
Şiir meyalemindeki sayısız nicenin
Ayvazıda yoktur kurulu masasında

Garson artık çok yorgundur.
Kalan en son miniminnacık
küçük direnişiyle,
iki bacak titreyişinde,
ince pıtrak sesiyle...
'Hanımefendi veya beyefendi
ne alırlar?

...düşer.
Kalkamaz daha düştüğü yerden
tık nefesiyle.
Fazlasıyla kısıktır artık
tepedeki son sada!
Soru bir daha sorulmaz.

Herşey gerisin geri toplandı.
Üst tarafı sessiz bir dünya olan,
balık ağı çekildi.
Kalan en son balıklar hazmoldu gitti.
Duvarlara sinmiş şiir kokuları,
aşkları,
bests ve güfteleri
boyandı,badanalandı.
Son müşterinin kadehindeki,
son kalan
Kedi tarafından içildi.
Bunu yazan kedidir.
Tabak,çanaklar kırıldı.
Gramafonun yerini
televizyon aldı.
Kedi çekildi tozlanmış
45'liğin içine
Garson toprak ve su ile
yuğunacağındadır.

Sessizlik.
Plaktaki son tango bitiktir.
Musiki son dublede yitiktir.
Son şiirde duvardan iniktir.
Son dublenin kokusu da siliktir.
Son ve en son mezede yeniktir.
Sessizdir.
Sessiz olan herşey,Körbalmeyindir.
Körbalmey herşeye sessizdir.
Ağır bir sessizliğin çökkünlüğüdür.

Balıkçı masa köşesinde,
kalem elinde.
yazıyor son vasiyetini de.
ne vasiyeti varsa.
Can Baba da ne kadarsa,
Hepi topu o kadar olsa.
Yazılan üç-beş cümle,olsa olsa...,

'Zaten sarhoş dediğin nedir ki?
iki muhabbet,bir duble nimet
Sonrada sesimiz,
bu meyhane-i dergahta
hoş bir sada imiş.

Kalkar yerinden Körbalıkçı
Barı üstündeki son sigarasını içer
Traşını olur,gözlüğünü alır.
Çantası kapı başında.
Varmadan son kez döner

'Siyah-beyazdan arta kalan gri
Sincap bir gülümseyişin son demi'
...yürür,çıkar.
Denize doğru giderken
Arkasından bir ses yükselir

'Beni unuttun.'
...Körbalıkçı bir an durur.
'Hayır seni unutmadım.
...unutturdun.
Dön geriye,
gerisin denizine.'
yürür.
Ses tekrarlanır.

'Beni almadan gidemezsin..'
'Gidiyorum işte..'
yürür.
aynı ses.
'Miyadını doldurmamıştın oysa,
makamlar sende bir ayça,
toplanıpta gidemezsin,bir de şu unuttuğun bavul olmasa! '

Balıkçı durur
Bavulu da yoktur
Ayakkabısını da çıkarır
Tümden de soyunur
'Elimden tut öyleyse
Dalalım mavi denizine..
Ama sen gene de 45'liği fırına ver,
söylesin.'

Süleyman Atanısev
Kayıt Tarihi : 11.10.2004 14:22:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Süleyman Atanısev