Bu ne güzel koku böyle,
bu ne güzel koku.
Gül bahçesinden yoksa gelen o mu?
Gece mi bu gelen, misk mi bu, amber mi bu?
Bu ne güzel koku böyle,
bu ne güzel koku.
O pazardan tezcecik yoksa o mu geliyor,
yoksa güzelimiz geri mi geliyor ne?
Bu nasıl yüz böyle,
bu nasıl ışık?
Bu nasıl ay böyle,
bu nasıl güneş?
Mağradan mı çıktı,
dağdan mı iniyor,
o yalnızlığın adamı,
o dost?
Boş yere arama şarap testisini sen.
Koklama onun ağzını sen boş yere.
Şu meyhaneciden mi geliyor sandın onu;
dostum, onu sen kendin gibi belleme.
Yolda o yapayalnızsa ne olur?
Başında sarık yoksa ne çıkar?
Ne bundan güneşe bir leke olur,
ne ayın gösterişine zarar.
Bu gece uyuma dostum, uyuma.
Bir kolayına getir onu bul.
Sarhoşlar meclisine hep böyle geceleyin gelir o.
Bu gece uyuma dostum, uyuma.
Biz duvara asılı duran resimleriz.
Bizi yapan ressamın varlık şavkı
duvarın üzerine bir vurdumu,
bakarsın o anda canlanıvermiş, kımıldanmışız
Onun selvi boyu bir göründü mü,
bakarsın dünya güllük gülistanlık.
Kalktı bir salındı, kendinibir gösterdi mi.
bakarsın kıyamet koptu gitti.
Bakarsın Calinus gibi hastalar ülkesindendir o.
Bakarsın hayret yurdunda dolaşır hastalar gibi.
Sustum artık ben,
sustum artık
Bu şiir utanıyor ondan.
Kayıt Tarihi : 16.1.2001 02:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
sustum artık
Bu şiir utanıyor ondan.
eğer bu şiir ondan utanıyorsa ya biz ne yapalım can mevlana..hep dünyalık kelimelerle,nefsi cümlelerle yazdıklarımızı çizdiklerimizi söyle nereye gömelim...bazan yazmak bile anlamsız geliyor ve eğer şiir CİHANIN EFENDİSİNDEN,YARATICISINDAN ,CİHANA KONUK OLMUŞ GÖNÜL MİSAFİRLERİNDEN BAHSETMİYORSA NE KATIYOR RUHUMUZA...kocaman bir hiçlik...Çünkü ;bizim varlığımız Efendimizin varlığıyla şeref buldu....Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım ,diye buyuruyor rabbimiz...ben de hala enemizi kabarta kabarta yürüyüşümüze hayret ediyorum canlar canı dost mevlana....
Başında sarık yoksa ne çıkar?
Ne bundan güneşe bir leke olur,
ne ayın gösterişine zarar...
susmadın bizler sustuk..!!bütünleşemedik seninle affet bizi..
Bu Şiir Ondan Utanıyor
Bu ne güzel koku böyle,
bu ne güzel koku.
Gül bahçesinden yoksa gelen o mu?
Gece mi bu gelen, misk mi bu, amber mi bu?
Bu ne güzel koku böyle,
bu ne güzel koku.
O pazardan tezcecik yoksa o mu geliyor,
yoksa güzelimiz geri mi geliyor ne?
Bu nasıl yüz böyle,
bu nasıl ışık?
Bu nasıl ay böyle,
bu nasıl güneş?
Mağradan mı çıktı,
dağdan mı iniyor,
o yalnızlığın adamı,
o dost?
Boş yere arama şarap testisini sen.
Koklama onun ağzını sen boş yere.
Şu meyhaneciden mi geliyor sandın onu;
dostum, onu sen kendin gibi belleme.
Yolda o yapayalnızsa ne olur?
Başında sarık yoksa ne çıkar?
Ne bundan güneşe bir leke olur,
ne ayın gösterişine zarar.
Bu gece uyuma dostum, uyuma.
Bir kolayına getir onu bul.
Sarhoşlar meclisine hep böyle geceleyin gelir o.
Bu gece uyuma dostum, uyuma.
Biz duvara asılı duran resimleriz.
Bizi yapan ressamın varlık şavkı
duvarın üzerine bir vurdumu,
bakarsın o anda canlanıvermiş, kımıldanmışız
Onun selvi boyu bir göründü mü,
bakarsın dünya güllük gülistanlık.
Kalktı bir salındı, kendinibir gösterdi mi.
bakarsın kıyamet koptu gitti.
Bakarsın Calinus gibi hastalar ülkesindendir o.
Bakarsın hayret yurdunda dolaşır hastalar gibi.
Sustum artık ben,
sustum artık
Bu şiir utanıyor ondan.
Rabbim hakkıyla utanmayı bize de nasip et...
TÜM YORUMLAR (6)