doğuma durmuş yâr… yâr anne yâr
yanar bir ışık gecelerinde
vurulmuş alına perçemi çarpılırım! büyütürüm sevdayı doğumunda
yavrusunu emziren anne gibi.
düğün halay kurulur kınalı eller has oyası kaküllerinden
ay hilalinden asılır
özgürlüğüne kanat açmış gökyüzünü süslemiş kırlangıçlar
garip izlerini taşıyor yuvası yıkık kırık kuşlar
ezgisi dillerinde şakıyor.
esinidir evrenin şiirlerine
semaya kalkmış elleri bir hışımla ozanın!
heybetli kartalın süzülüşü endamıyla
yakarırken cömert ihsanı bol tanrıya
vadi boyu akışı göz kamaştırır.
bir servi dalına yuva yapmış yavrular
avcının silueti üzerlerinde kör baykuşun ötüşü
savrulmasın esmesin rüzgâr
düşmesin mahşerin esmeri kanatlarından
bin ömür olsa geçmez...
hislenir arzu bu hüzün.
şafağına düşer türküsü ay hüzne boğar
fırçasını yemler sağanaklı ilham
besler! kuşanır şöhreti parlatır tacı
inim inim inleyen bal yapan arım… ana kraliçe yuvasından uçarsa
bal mı olur yâr mı olur can mı olur.
özüyle besleyerek gayeli ruhu
ilhamından çölüne ozanın
ahdine düşerek karılan demi mürekkebine
tabiat ananın tablosu hamuru.
ezgilerin beşiğinin büyüttüğü
o sırrı kadim buğulu bakışlarının göğü altında
‘’kaç gece kaç gündüz sabahladım ekmeksiz aşsız’’
toprağına güller karanfiller
dolunay ışığına al rengini yak...
ak sütünle beslediğin ozanına yâr yâr anne yâr ne olur!
baldan gözlerinle son kez bak.
Kayıt Tarihi : 4.7.2025 12:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!