her aklıma geldiğinde
.............seninle göz göze gelmelerim inciniyor
yokluğuna alışamıyorum ey adı yar olan
hasretimden geçen kelimeler inciniyor
..............................damarımda kan inciniyor
bak,
......gece uzandı
........................kara bir leke gibi yine üstüme
söyle
..............kimden kalan derdin kölesiyim ben
gümüş saplı bir hançer gibi
...........yüzünün temmuz sancısı saplandı düşüme
söyle, hangi kervanın susuz gecesiyim ben
sürgünüm düşer içime
sen olan yarama basarak giden dilsiz bir sürgün
hayalinden geriye beş para etmez bir hayat kalır
......................hayalinden geriye boşaltılmış kent kalır
aklımda adın, aklımda alıştığım sözlerin
.................................aklımda bir tek varlığın
sorma, seni sustukça çığlığım dağlanır dilimde
ateşler alır İbrahim’in hatırasını
.......................hatırandan geriye kanlı bir koç kalır
uykusuz yollardan geçiyor göçüm
....................yapay kuleler yaparak, kağıttan
zeytine ve nara yemin etmeden
........yüzünün kehanetini düşürdüm suya
okurken şiirini suretinin
.........................düştüm beyaz ve temiz ateşine
hasret yangını yemedik hiçbir gölgem kalmadı
okşadım yaralı hayvanlar gibi
.....................kalbimin içine dağılan yüzünün tenini
tanrım, bu düşler kehaneti
............... kaç yüzyıldan beri beni koynunda büyütür
yoruldum, yoruldum artık
korkulardan, çaresizliğin gölgelerine sığınmalardan
acıya boyun eğip susmalardan
her şeyden ama her şeyden
..............içinde adım adım sen olmayan her şeyden
bana uzak olduğun yerden,
.........................yoruldum, yoruldum, yoruldum artık
hani bir kez sevgini bıraktığım yere dokunayım desem
ya da kazısam kanayana dek kalbimi
yüreğime batan özleminde ben ölürüm, izin kalır
......................................önüne geçilmiyor yar, izin kalır
..ve üşür içimde aklım,
............................yüzüm,
...................................sana sarıldığım yerler
üşür içimde, üşür, bir seni uyuyamadığım geceler
senden geriye kaç seveni yakan cehennem ateşin kalır
ey adı yar olan
.......oysa ben zikir gibi gezmiştim tenini, benini
..........................bakışlarını,
.................ikimizi çoktan geçen gözlerini
kendimden inmiştim yüzünün ikindi sahiline
........................aslında bir hayal olduğunu bilerek
ve dahi isteyerek,
..........................nedensiz ve beklentisiz
sol kaburgamın altına başımı yaslayarak
.......öle öle inmiştim bendeki varlığının çokluğuna
....bütün bildiklerimi ve bilmediklerimi unutarak
Orhan DEMİRTAŞ
Orhan DemirtaşKayıt Tarihi : 11.2.2005 11:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)