Sol Anahtarı Şiiri - Erol Akın

İki adam yaşamıştı bir zamanlar
Kendilerine göre bir dünya kurmuşlardı
Senelerce sonra ikiside göçüp gittiler
Şimdi oradalar, bilmem ne yaparlar

Bu dünyadaki yaşantılarını
Kimse biliyormu bilmem
Burayı ben anlatacağım size
Orayı bilmiyorum, kim döndü ki geriye

Biri milyonlar vurdu her yoldan
Her şeyi vardı
Köşk, villa, kotra, metres
İmrenirdi ona herkes
Tüm dileklerince yaşıyordu selim Bey

Diğeri Selim Beyin emlakının bekçisiydi
Hırsız, uğursuz kovaladı; uyumadı
Selim Bey in kokteyl, balo geceleri
İçkiden gözleri kapanırken
Onu vazifeye çağırırdı erken

Sivaslı Bekçi Murtaza da yaşıyordu
Yaşamak denirse buna eğer,
Hey gidi dünya hey!
Biri milyoner, fabrikatör Selim Bey
Diğeri üçyüz lira maaşlı bekçi Murtaza
Herşeyleri eşitti Selim Bey 'e göre
Aynı şehir, aynı sokak, aynı hava

İkisi de birgün, aynı günde öldüler
Tek müşterek yönleri buydu zaten
Selim Bey'in evinde de, Murtazanın evinde de matem
Birinin ölümünü gazetelerden bütün kainat duydu
Murtaza'yı ilk defa bindirmişlerdi siyah otomobile
Mezarlığa giderken bile Murtaza mutluydu.

Murtaza'nın karısı Kezban Bacı
Ağıt döküyordu acı acı,
Tek tatlı şey dağıttığı helvaydı
Parası yoktu Kezbanın mevlütten caydı.

Selim Bey'in güzel eşi Müjgan'ı,
Herkes teselli ediyordu,
Yakışıklı komşusu Mühendis Murat Bey,
Çok üzülmüştü, Müjgan'a sarılmış
Öpüyor, ağlama diyordu

Böylece geçiyordu günler geceler
Daha neler oldu bilseniz neler;

Öbür dünyadaki iki adamı,
Yiyip bitirmişti böcekler
Birşeyleri kalmamıştı ikisinin de
Kemik yığını vardı yerin dibinde.

Selim Bey'den memnundu bütün haşarat
Hepsini doyurmuştu, etli butluydu
Murtaza'ya kızıyorlardı, sebep ise
O zaten yaşarken dönmüştü iskelete.

Müjgan mermerden mezar yaptırdı
Saray misali, işlemeli bölme, bölme
Gümüş bir tas koydurdu kuşlar su içsinler diye
Çalarlar diye üzerine ismini oydurdu.

Kezban Bacı eliyle onardı mezarı
Kazdı toprağı, suladı, ağladı
Çiçekler dikti, kırık bir çömlek koydu

Ne tuhaf dünya bu
Bakın neler oluyor
Kırık çömlekten su içerken serçeler
Gümüş tasa sı.....kargalar.