Siyaset ve ilkeler Şiiri - Mehmet Halil

Mehmet Halil
1192

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Siyaset ve ilkeler

Kapitalizmin çürümüşlüğü her alanda kendini gösteriyor. Ekonomi alt-üst, eğitim öyle, ahlak sıfırlanmış... Her kötülüğe bir mazeret uydurmak için yalanın bini bir para... Son on altı yılda sanki istikrar varmış gibi, seçim sloganlarını ''İstikrar'' üzerine yoğunlaştıran politikacılar da var. Politikacılar derken politikayı da iyice karalamış oluyorum ki, bu benim suçum değil, politikayı bu hale sokanların suçu... Neyin istikrarı diye düşününce açlık, işsizlik, zam, iş cinayetleri, parça parça satılan ülkeden başka ne geliyor akla? Demek ki bu yolda istikrarlı olacaklarını söylüyorlar.
Bu kötü gidişte, işçiler ve emekçiler de hemen hemen ellerinden alınan bütün haklarından sonra, seçimi bir parça da olsa kendi lehine çevirebilme çabasındalar...
Yangından sonra geriye kalanları kurtarma peşinde olan ev halkı gibi, emeği savunan ya da emeği savunuyormuş gibi görünen partiler, son döküntüleri kurtarmak için çareler aramakta...
Açıktan açığa emeğe saldıranlar bir cephe oluştururken, buna karşı mevzilerini korumaya çalışan kesimler de var. Her işte bir iş sırası ve bazı ilkeler olur ama, yangın söz konusu olunca insanın bilinç altı devreye girer ve hemen ilk akla gelene yönlendirir insanı... Tabi sonunda ana eksen kaçar ve yenilgi kaçınılmaz olur. Bu nedenle, haramiler baskını ilke olarak kabul etmişler... Her seçim bir baskın seçim olmaya başlamış... Demokrasi adına baskın uygulanmaya başlamış...
Baskından korunmak isteyenler de çaresizlikten yorgun düşmüş...
Bu mahalli seçimlerde bunun yansıması iyice ortaya çıkmış durumda...
Kendilerini demokrasi havarisi olarak sunan bir parti, 1996-1997 arası işlenen cinayetlerin hesabını vermeyen bir kesimle ittifak kurabiliyor. Aynı parti panik içinde, doğu bölgesinin oylarını da almak için üstü örtülü mesajlar veriyor... Ama onları temsil eden bir partiyi muhatap almıyor. Faşist uygulamaların sorumluları tabanına oy almak için mesajlar verirken resmen ittifaka girmesine razı olmuyor... Bu gerekçe gösterilerek, geçmiş seçimlerde 6 milyon oy alan bir parti yok sayılıyor. Muhatap alınmıyor. Yemek yemek istiyorlar ama risk almak istemiyorlar...
Risk ne?
Risk ucuz işgücü olarak gördüğü ve halkın daha sağlam bir zemine oturup, yeni imkanlar elde etmesi... Kölelerin bir kısmını kaybetme korkusu... AKP+MHP ittifakının ''Herkes kendi yerinde oy kullansın'' gerekçesiyle, göçmen tarım işçilerini sandıktan uzak tutma çabasının, başka bir şekilde uygulanması...
Her işin bir kuralı vardır. Devletin her kademesi, kuralları en ince noktalarına kadar uygularken, ötekileştirdiklerinin kurallarını yıkmak için stratijiler geliştiriyor, baskın seçimler yapıyor...
Devlet partilerinden demokrat rolünü oynayan ise ikiyüzlü bir politikayı demokrasi diye yutturuyor. Yenikapıda, Mecliste dokunulmazlıkların kaldırılmasında, yasadışı tutuklamalarda sadece kendisi için demokrasiyi savunuyor. Kendi üyeleri dışında anti-demokratik tutumları görmezden geliyor. Çoğu uygulamalar sessiz kalarak onaylamış oluyor.
Muhalefet sadece iktidarda olana karşı gelmekle sınırlı görülüyor. Peki ondan sonra yerine gelen ne olacak. Onun yerine ne konulacak. Milyonlar güvenmediği bir geleceğe nasıl oy verecek?
Mevcut iktidar kaybederse yerine ne gelecek. Geçmişte denenmiş ve milyonlara kan kusturmuş kalıntılardan oluşmuş başka alternatiflere mi oy verecek? Halkının yanında değil de karşısında olanlara mı oy verecek?
''Kör köprüden geçene kadar ayıyıa dayı dermiş'' misali, seçime kadar cilalı lafları sıralayanlar, seçimden sonra yine senin kuyunu kazmaya devam edeceklar... Sistemin bütünlüğüne karşılar mı? Ne vadedebiliyorlar?
Resmi ciddi bir sözleşme olmadan bunlarla yapılan ittifakın ne anlamı var? Tarihte böyle bir şeyin örneği var mı? Dolmabahçe'de devrilen masa unutuluyor mu?
Siyaset de bir bilimdir. Bilim deneylerden elde edilen sonuçlara göre uygulanır. Bu gün hangi deneyler örnek alınıyor da gizli ittifaktan söz ediliyor?
Her işte bir kar zarar hesabı yapılır. Burada ne gibi bir hesap yapıldı ki, kar hanesine ne girecek de böyle bir politika izleniyor?
Ödenen bedellerden sonra elimizde ne kalacak da böyle bir ''ittifak''tan söz ediliyor? Böyle bir ittifaktan karımız ne olabilir?
CHP ben bildim bileli, solun kayıtsız şartsız kuyrukçuluğuna alışmış ve yine onu bekliyor... Bunu da şimdiye karşı deneylerinde yanılmadığı için aynen sürdürmeye çalışıyor. Kendi solunu (bunu emekçi halkın temsilcileri olarak gördüğüm gruplar olarak) HDP seçime katılmazsa, oylarını alacak, seçimlerden sonra da ortada bir belgeli bir akit olmadığı için elinin tersiyle itip geçecek.
Kar-zarar hesabı yapacak olursak, belki anlaşma ile belediye meclislerine belli oranda meclis üyesi sokulabilir ama, bunlar belediyelerde, kararları etkileyecek orada olamayacak, yani belli orada meclis üyeleri üç-beş lira ücret alacak. Kar hanesinde bu görülüyor.
Zarar hanesine gelince, CHP, İYİ partiyi güçlendirecek... Sürekli kan kaybede AKP, gelecek genel seçimlerde, hırsızlıktan da umudu kesince AKP+MHP+İYİ parti koolisyonu için elinden geleni yapacak. İYİ parti'ni iknası da hiç zor olmayacak gerçek ocağına dönmüş olacak. İşte o zaman hem CHP kaybedecek, Hem de FAŞİZM tam olarak yerleşmiş olacak. HDP'de akibeti belirsiz bir duruma düşecek...
HDP kendi başına seçimlere girerse, AKP+MHP belediyelerin çoğunluğunu alabilir. Görünürde Halk tabanı zararlı gibi görünebilir. Birkaç yıl zararlı çıkabiliriz ama, CHP anahtar duruma geçen HDP' yi ve tabanını tanımak zorunda kalır. Bundan sonra da yönünü faşistlere değil, kendi soluna ve emekçi halka dönen bir parti olmaya doğru yön değiştirebilir. İçindeki milliyetçilerden öyle kurtulabilir. Şimdiye kadar değiştirilemeyen bu parti zorunlu bir değişikliğe uğrar...
Umudumuzu belirsiz politikalara değil, bilimin ışığına bağlayalım ki, umudumuz kararmasın...
Siyasette iyi niyet geçerli değildir, ilkeler geçerlidir...

Mehmet Halil
Kayıt Tarihi : 22.1.2019 21:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Halil