Kazananların durumu öğrendiklerinde akıllı olduklarını sanırlar. Çünkü kaybettiklerini bilmezler, bilmek de istemezler, görmezler, görmek istemezler. Zayıfın kaybettiği durumları öğrendiklerinde akılsız olduklarını sanırlar, çünkü kazandıkları durumları bilmezler, bilmek de istemezler. Onlar güçlü tarafça beslenirler, onlar için çalışırlar. Gerçeği görmezden gelip, yalanı yayarlar. Medyanın rolü de burada işte…
Ve köpeklerin uluması, zayıfları susturur…
Aptallar aptalların ardından gider... O aptal yetki sahibi omuşsa kendisi de aynı yoldan yetki sahibi olabileceğine inanır. Sayısal lotoya, piyangoya inananlar nasıl inanmaz aptala?
Mevkiini para ile satın alan kimseler, masraflarını geri alma yoluna düşerler. Bürokraside böyleleri çoktur…
Sadece cahiller değil, okumuş ve bilgili kişiler bile, ulaşılabilen bir yalanı, ulaşılmaz bir gerçeğe yeğ tutuyorlar.
Kitleler her zaman böyledir diye karşılık verirler, ‘’herkes layık olduğu şekilde yönetilir!’’ derler... Kendilerini bu herkesin dışında görürler. ‘’Belirsizlikten her zaman korkarlar, bu yüzden açık bir yalanı ulaşılmaz gerçeğe yeğ tutarlar. Hele bu yalanlar ne kadar ulvi ve yüksek olurlarsa, değerleri de o kadar artar.
Bu nedenle gerçek bilgeler, her zaman kitlelerden uzak durmayı yeğlerler.
Halk küçük dünyasının kendi küçük mutluluklarını yeterli bulmaktadır…
Ve bu sessizlikte diktatörler çok güçlü olduklarını sanır. Yalanlar tatlı gelince, dalkavuklar gerçeği söylemekten korkarlar… Onlar, işi bitince atılacak birer basamak olduklarının farkındadır.
Oysa dipte kazan kaynamaktadır. Potansiyel güç artmakta, patlama noktasına yaklaşmaktadır.
Kayıt Tarihi : 16.4.2018 01:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!