Ey karanlık kutum, sahte umudum, sahte tanrım,
Unutma, ateşe vereceğim yaldızlı, pis kokulu sarayını,
Gün gelecek unutulacak adın,
Ben seni hiç unutur muyum?
Geceleri avlanıp, deve sütü içip, çöl akrepleri yiyerek büyüyen delimiz,
Dağları aşıp vadilerden geçerken maceramız,
Bozuk bir şekilde şarkı söylemeye başladı zilleri ve telleri çalarak,
Fayda etmedi dağ havası zavallıya, döndü başı,
Üç karış yükseklikten başladı kaçırmaya keçileri.
Gördük işlerin karmaşıklaştığını,
Dolaşır etrafımızda delinin zihni,
Dizildi önümüze korku dağları,
Anladık bu deliyle yürümeyecek bu yolculuk,
Serbest bıraktık onu bir gece, Laleş vadisinde,
Vurduk kendimizi dağlara, geceyi yarıladık.
Akıl işe yaramazsa salgının sebebini çözmeye,
Elde ne var ne yoksa kullanıp, başlanır sivrisinekler avlanmaya,
Tüccar ise kazanır her zaman, sıtmaya karşı fakirlere kinin hapları satarak,
Oysa uzun zaman ve büyük çabalarla sıtma bataklığını kurutmak gerekir.
Kayıt Tarihi : 15.3.2024 16:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!