Sisli Saray Şiiri - Bahattin Çakılkaya

05.02.2008
Ben düşündükleriyle yaptıkları
Birbirine uymayan
Kırkını henüz geçmiş garip adam
Yanlışı biliyorum, yanlış yapıyorum
Suçu gerilen sinirlerime atıyorum
Aslında seviyorum
Yanlışlarımdan sonra sevebildiğime
Kendim de inanmıyorum
Belki sorun hızlı düşünmemde
Belki değişmesi gereken düzende
Belki de gerçekten sinirlerimde

Bugün saraylı olduk
Ailecek Osmanlının batışını hızlandıran
Dolma bahçe sarayındaydık
Ne kadar istemesem de tekrar gezmek
Hiç istemedim çocukları üzmek
Gündüz gözüyle de
Bursa’ya dönmek gerek
Aile saadeti ağır bastı
Zaten çocuklar söz dinlemedi
Üsküdar’dan, Kabataş’a
Doğru sarayın kapısına

Daha selamlıkta başladı sinir harbi
Giriş asgari ücretin yüzde onu
Bir rehberin peşinde yüzde yüz Türk
Yüz Türk
Pelesenk oldu rehberin ağzına
Flaşları kapat tahtalara basma
Yanımızda ikide çoban köpeği olsa
Tam bir sürü, sarayda dolaşmakta

Aslında kızmadım yüz Türk’e
Hem bu kadar para al
Hem de bir rehberle
Yüz Türk’ü saraya al
Kızdım yüz Türk’e saygısızlık yapan
Yüzüne tükürdüğümün saray müdürüne
Seslendim rehbere söyledim bir süre

Koştura, koştura bitirdik
Debdebeyle şatafatı
Dışarı çıktık göz gözü görmüyor
Sis basmış boğazı

Ağaçlı yoldan yürüdük Beşiktaş’a
Yanından geçtik utanç duvarının da
Çocuklar sordu bu nedir baba
Duvar dedim kısaca
Kadınlarımızı kapatmak
Ecdadımızdan yadigar galiba
Sisin dağılmasını beklerken
Çocuklar acıkmıştı
Atıştırdık iki lokma
Ayaklarımızı da dinlendirdik bu arada
Barbaros’a selam verdik
Yahya Kemal’in şiirini ezberledik
Bindik Üsküdar’a giden vapura

Her şey yolundaydı
Daha Bursa’ya doğru yola çıkılacaktı
Annemle babamla vedalaştık
Saat beşte gaza bastık
O an bile her şey yolundaydı
Ama arabalı vapura vardık
İşte oraya varmaz olaydık
Sis kaplamış körfezi
Vapur bizi almıyor
Körfezi dönmek lazım
Trafik işaretleri yalan söylüyor
Kaybolduk Darıca da
Sinirlendim bu arada

Başladım dolmaya da
Bahçeye de saraya da
Ödediğim paraya da
Sarayın müdürünü de
Dört buçuk tonluk avizeye bile sövdüm
Bu arada rehbere bile sövmüş olabilirim
Hatta sarayı yapanlara da

İzmit yolu bulunmaz
Bulunsa da görünmez
Sora, sora bulduk yolu
Sisin içinden çıktık Bursa’ya
İşte bu yolun sonu

Vapurdan sonra kimse konuşmadı
Benden başka
Eve geldik eşim konuşmuyor
Kırılmış bana

İşte ben kırkını yeni geçmiş
Sinirli adam
Yanlış olduğunu bilerek
Sinirlerine hâkim olamayan adam
Havadaki sisten bile
Sevdiklerini suçlayan adam

Bahattin Çakılkaya