Sen henüz kıl kadarsın,
Değme nura; yanarsın,
Genç yaşında bunarsın;
Kandil değil bu nurlar.
Kal eşiğin dibinde,
Sabır olsun gönlünde,
Tut rehberi önünde;
Yüksek, sağlam bu surlar.
Ver küreği içeri,
Duydun mu bu sesleri?
Onlar sırrın askeri
Hep kapıda dururlar.
Yanar mısın yananla?
Donar mısın donanla?
Umar mısın umanla?
Sırrı onlar bulurlar.
Yemekleri boşla, gel,
Uykuları taşla, gel,
Git gözünü yaşla, gel;
Belki seni korurlar.
Yılanla dost olmazsan,
Aslanda post olmazsan,
Üstada ast olmazsan,
Ne arar ne sorarlar.
Köprü aşan nehir ol,
Uyku bilmez şehir ol,
Baldan tatlı zehir ol,
Bir gün seni ararlar.
Kes umudu kapıdan,
Uyan da gel, uykudan,
Gir huzura duvardan;
Seni böyle tanırlar.
Kıl olunca bir ipek,
Kolay döner tekerlek,
Patlayınca çekirdek
Çok yardımcı olurlar.
Barlıoğlu der; çalış,
Bilmiyorsan gel danış,
Sırrın yolu çok yokuş,
Herkes çıkar sanırlar.
Kayıt Tarihi : 29.5.2004 23:10:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İsmet Barlıoğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/05/29/sirrin-yolu.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!