Muadil yalnızlığımın kuytusuna atmıştım, hayallerimi.
Gölgelerde konuşan gecede; yüreğime anlatamadığım,
Sessiz cümleleri, sessiz sözleri tükettim.
Yokluğuna inat...
Yarını olmayan bir zamanda;
Tozlu sayfaların üzerine,
Düşmüş !
Birkaç damla gözyaşı...
Gölgelerin ardından gelen,
Hayaller yeniden canlanır...
Kelimelerden eksilen hecelerle
Yarım kalmış noktasız cümleler
Yırtık yaşam sayfalarının üzerinde....
Anlam yüklü kaderin çizgisini çizen
Kendi ise...
Doldurup duruyorum; kadehime, seni.
Yudum yudum içiyorum; sensizliği...
Hep efkarlı bir anıma;
Rastlıyor, kahır dolu saatler,
Kadehleri birbir kırıp,
Yine gece...
Yine odamdayım...
Yatağıma; dar gelen düşüncelerimle debeleşirken!
Yastığın soğuk yüzü dokunuyor, yüzüme...
Birden bire... sessizliği bölen; bir telefon sesi ile yankılanıyor, odam!
Baharın kış soğuğuna,
Düşmüştü İstanbul...
Gökyüzü ise, sıkıntısından...
Gri gözlerinden boşaltıyordu, gözyaşlarını.
Yüreğimde bir sancı...
Söylediğin onca şey;
Birbir acıtıyordu, canımı.
Mevsim bahardı, bende ise kıştı.
Kendi rüzgarında savurulan, özlem!
Aşk defterine; imzasız notlar yazarken...
Titreyen bir kelebeğin uçuşuna takılıyor, yürek.
Yürek! Hüznü solurken...
Yarına dair olmayan hayaller kuruyorken;
Hayatın doğurduğu bir kukla!
Her gece aynı mekanda;
Onca kalabalığı güldürürken...
Gökkuşağından saçları,
Kocaman kırmızı burnu,
Parmaklarımı zincirliyorum
Bir daha yazmasın diye...
Yüreğimi kitlliyorum
Bir daha sevmesin diye...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!