Aşk ateşi düşünce can evinin özüne,
Kimi aşikâr eder, kimisi sırda yanar…
Özü korda pişince su serpilir közüne,
Kimi aşikâr eder, kimisi sırda yanar…
Sevda sarsa bedeni öz yandıkça övünür,
Asla olmaz nedeni öz kandıkça dövünür!
Korda bulunca demi öz bandıkça gövünür,
Kimi aşikâr eder, kimisi sırda yanar…
Hırçın dalga bitince süte dönse limanı,
Bağda güller yetince hiç kalmasa gümanı!
Bacasından tütünce kor ateşin dumanı,
Kimi aşikâr eder, kimisi sırda yanar…
Bülbül güle naz eyler yürektendir ötüşü,
Kışı bile yaz eyler melektendir ötüşü,
Mevlâ’ya niyaz eyler dilektendir ötüşü
Kimi aşikâr eder, kimisi sırda yanar…
Kimi karınca gibi sırtında dünya taşır,
Kimi de dalar seyre kendini dünya taşır!
Kimi umman misali bir damla sevda taşır,
Kimi aşikâr eder, kimisi sırda yanar…
Âşık, aşkın selini çiçekte, dalda görür;
Aşka olan serveti dilekte, lalda görür…
Kalpte duyar lezzeti petekte, balda görür;
Kimi aşikâr eder, kimisi sırda yanar…
Şahan der ki Mecnun’u kandırmaz ava düşse,
Yakmış aşkın ateşi, yandırmaz lava düşse…
Kalpte doğan güneşi andırmaz tava düşse,
Kimi aşikâr eder, kimisi sırda yanar…
23.5.2017-İstanbul
Mehmet ŞahanKayıt Tarihi : 23.5.2017 01:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)