El vermiyor yüreğim yağmuru bir çırpıda geçmeye
Bulutun köşelerinden sarkarak düş aynalarına
Gonca haline yürüyor kış bir merdiven boyu
Yalnızlığın düşüşü bu avuçlarıma ter ter
Yine göğsüme sığmıyor yüreğim
Ne ömre gidilir sevdasız
Ne her çöle bir mecnun yağar
Ne hikmetten olunur sual
Ne de her şiire tek kapıdan girilir
Dünya bir insan yüzü olsa gamzesi sen olurdun
Sen olurdun yitik ülkenin gülgün hazinesi
Demek onca gönüllerden çağıran sendin beni
Savrulup geldim işte...
Bir kez kaybolmuş olsaydı ellerim
Kendimden sıçrayan her parça tuttu canıma battı
O belalı yokuşta bir koşuştu sevda
Tuttu senin gözlerinle mayalandı
Ellerim ellerini avuttu rüya rüya
Bir dip balığı nefes almayı unuttu
Ben çok dolaştım arzda aşk diye
Kalbi kalbime denk bir kul bulamadım
Bu duygular bana göklerden hediye
LakinYunusun dilinde bir pul olamadım
Hiç isyan etmedim bu nedir diye
Olmasa aramızda bu bıçkın kelimeler
Sana sevdalı olmasam bu kül denizinde
Sigaram yanmasa vapur güvertesinde
Islanmasam zamansız bu zemheri günleri
Benim o diyebilir miyim sana aşık serseri
Sana göğsümde bir yer oydum
Gamze dedim yüreğimdeki çıkıma
Perçem dedim kalbimdeki atıma
Saçlarını dağıttım burçlara surlara
Şehirler kuşattım senin peşin sıra
İnsanlara özendim kuşluk vakti
Sen kelebekte can
Güvercinde gerdan
Zamanın içinde an
Cennet kapılarından reyyan gibisin
Uyku şiirden yapılmış bir gül misali rüzgara binmiş gidiyor.
Ben peşi sıra bir güvercin
Öpsene beni
Gökyüzüne bıraksana ellerinle
Acılı bir telaşla süpürdü bu geceyi zaman
Ruhumda hızlanan anılara yetişti bahar
Görmedim gün yüzü aşktan yana bu bir
İkincisi giyemedim sensizlik gömleğini
Sakilerin şiirden elleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!