Kırık kalbine sığınmış bir cam parçasıyım farzet
Ellerinde açmış ah çiçeği ya da
Denizin dağlara yürüdüğü bir şafak
Zeytin ağacında paslı bıçak
Farzet bir rüyayım rüya içinde
Suyunu taşırmış bir ırmak
Tutmasam kendimi soluğum kesilecek
Aşk beni Asya dan ve bozkırlardan düşerek
Yepyeni bir ateş yakmayı öğretecek
Tutmasam kendimi gözlerini dileyeceğim
Yıldızlı bir gecede gökyüzünde sislenen
Unutma beni çiçeği
İsmini sevdim diye koparıp
Koklayamam seni
Ama taşırım korkmadan
Gömleğimin cebinde
Bir yıldız kayarsa bir de şiir sökülür geceden
Dökülür rengi mateminin bin bir heceden
Nedamet getirir u ruhum niceden
Uzanmış sana kalbi revnakımın dilleri
Varlığa yetişen hız yağmurda açan kuş
Yüreğimin çıvgınında inat
Canımı çevreleyen ateş halesi
Ey humma ey aşk ey ezel
Savruldu yüreğim sana bir fer eyle
Gönlüme gönülden bir sefer eyle
Yaralı buldum ömrümü
Bir cemrenin kanadında
Kırkı uçtu gülüşümün
Gelinciğin nefesine
Bir düştüm tut içimi
Dile imdadını efkarın
Yemin ve bağ bozdu kesik parmaklarım kanım terledi soğudu
Sudan aynaya sıçradı yüzüm kadın uykudan göğsüme dağıldı
İncir yaktım avucuna duvarlara resmini damlattım
Suyu düşündüm dizlerine kadar
Limanda gemileri izledik ayrı ayrı
Dardaydık
Bir iskelenin en ucuna yürüyüp
Denize ayaklarımızı sarkıtsaydık
Genişlerdi belki göğsümüz..!
Bir acıyı bir acıya ekler gibi görülen düş
Uyanır bende seher vakitlerine
O tatlı rüzgarlara
Anlatır kim olduğumu
Kendimden başka
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!