Gülüşünü gizle ey yar ay yar
Çıplak ayaklarıyla
Bir şehzade geçecek
Kuşluk vakitlerinden
Şiirden elleriyle
Sabahına değecek
eğilince alnı suya değdi
ırmak ırmak olmaktan geçti
bir ceylan taşlardan sekti
bir göğüs kumla yuvarlandı
topraktaki humus suyu tuttu
ben sevdiğimin ellerini
Ey merhametle aşkı tutuşturan kıvılcım
Seni diliyorum nabzımdaki Nisan kaçağından
Toprağın telaşından kaçırdığım özgürlük
Çiçeklerin kokusuna yüklediğim anlam
Bulsun beni dağların eteğinde başlayıp
Güvercinlerin kanadında biten zaman
Yüz sürdüm yaraya el aldım kalbimin dilinden
Geçtim sözden lakin yar sökülmedi mendilinden
Aşk eyledi ruhum bir ahu gözlüye ram eyledi
Kanadı durdu helal etim gülmeyi haram eyledi
Yüreğimin gölgesi ıslandı çınar altında
Sessizlik bir gemi oldu geçti gözlerimden
İkisi gökten düştü biri dalda asılı kaldı
Güzleri kırmızıya bulayan elmanın
Adem'in gövdesi yere düştü mevsim yazdı
Ben yine sayılı günler biriktiriyordum
Çaremi bulamadı geceden rivayet edilen
Buğusunu alamadı efkar bu bahçeden
Güller demine yaramadı nerdesin..!
Yüreğim toz duman yüreğim hicran
Nasıl atsın koşumunu küheylan
Aşkın gerekçesi yoktur dilekçesi vardır.Dilsiz gecelerde yazılır.Yare gönderilmez
Gizli gamzeleri vardı astığım suratların
Gülücükler oyardım yanaklarıma akşamüstleri
Sendin o sığındığım
Ellerimi her duaya açtığımda
Yaprak yaprak çoğalırdı hücrelerim
Kıskanırdı güneşimi çocuklar
Bu gökyüzü yırtığında bir gemi olacaksam
Bu eksik mavilerle ben
İşte ilaç
Uykuları söndürdüm
Yıldızları aç...!
Bir kez olsun vurulsaydım sınırında
Bir kaçak gibi gölgesiz
Bir meydan savaşının ortasında
Kalmış gibi silahsız ve güneşsiz
Anlardım neymiş gömülmek gözlerine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!