Sinan İpek Şiirleri - Şair Sinan İpek

0

TAKİPÇİ

Sinan İpek

Babam
Tanımadığım halde
yokluğunu en çok hissettiğim insan
Belleğimde üç fotoğraftan ibarettir.

Bir

Devamını Oku
Sinan İpek

Kim bilir hangi ergen öfkeyi unutmuş alnında,
Dudağındaki kerpeten gülüşe yardım ve yataklık eden gamzesiyle.
Bir erkek gibi esrik bir kadın gibi güzel.

Kaş çatışını çaldığı sevgili, kaybını hala aramakta
Yanağında şaşkın çocukluk izleri.

Devamını Oku
Sinan İpek

Üç nefesti sana verilen
Sıcaktı—ateşten.
Soludun sen onu
okyanusun dibinde
ilkel, eski.
Kanındı—başkasının şiir dediği

Devamını Oku
Sinan İpek

Yaprak dirilir, taş gerinirken Bu nasıl inattır ki beden Bitevi ihtiyarlamak derdinde. Yıkımıdır ölüm, inşası ömür sürenin Toprağa devredip telif haklarını bedenin. Ve çevirince Janus öteki yüzünü Kapanan bir parantezdir insan ömrü. Vakit yetmez, anlamaya en basit gerçeği Şu güzelim dünyada Nasıl bu kadar çok acı çektiğimizi. Oysa dersin, ne çok bilmece vardı! Ağlamak gözlerin kusmasıymış demek ki.

Devamını Oku
Sinan İpek

Yakalamak isterken şiiri
Anlıyor ki boş satır
En güzel dize.

Devamını Oku
Sinan İpek

Melek yere düşeni soruyor Bir güvenin ölümüne ağlayan Yağmur yağsa gözleri dolan. Çocukken boyun eğmemiş Mahallenin omertasına. Şimdi hayatın kenar boşluğunda İncecik ceketiyle kuş garibi. Gözlerinin siyah uzayında Sarhoş bir gezegen Tutulum çemberini arıyor. Ve hala arkadaş kalıyor Çoktan saf değiştirenlerle.

Devamını Oku
Sinan İpek

Doğrudur—iyi çocuk olamadım Sırası gelince konuşan Susan gözlerine bakınca. Mea culpa! Sandım ki burada değil hep uzakta Sandım ki benim yanımda değil senin yanında Sandım ki Gelinciğin yaprakları gibi Dayanamaz en küçük dokunuşa. Yansısını bulamayacak asla sesin Pişman ruhumun aynasında.

Devamını Oku
Sinan İpek

Nesin ki sen yaşamda? yalnız sözde bir özne. Neye tapar çingene—ateşten başka? Peki ya kızılderili—neye? Olunabilir mi linç edilmeden aziz ya da azize? Ve inzivaya çekilmeden peygamber? Ölümün inkarıdır yalnızca dinler.

Devamını Oku
Sinan İpek

Yalnızlığa dil uzatma! Sahip olmakla övündüğüm tek şey İçine tükürülmüş yemek gibi ama yine de korkutuyor bir köşede Hazırlıksız yakalanmak düşüncesi. Mutluluk —hiç aramadım ki Tesadüf, adres sormaya gelseydi Kapıyı yüzüne çarpıp Sayardım geçmişine. Şimdi kentin içinde bir orospu gibi muhterem Yürüyorum yağmurları kirleterek Eskiyen derilerimi kuruma bağışlıyor İkinci yüzlerimi çekmecelere saklıyorum İçin için özleyerek Gizlenmeden yaşama ihtimalini Yazdığım iki üç yetim şiir de Başkasının dil sürçmesidir sadece Yarım kafiyenin arabesk cazibesine Kaptırıp kendimi öylesine. O kötü çağa girmişiz haberin yok mu daha?

Devamını Oku
Sinan İpek

Devlet olsun her kişi
Hükmetsin bastığı yere.

Alçaklar girmesin
Toprağına vizesiz.

Devamını Oku