Üzülemiyorum gidişine...
Sen hiç bana gelmedin ki
Teselli mi git işine...
Gelip bana gülmedin ki
Ağlamıyorum dünlere
Zoraki yataktan kalkıyorum
Sıradan birgün benim için
Erinerek kahvaltı yapıyorum
Yanınada bir fincan çay…
Sıkıcı bir gün her şey berbat
Belki okur belki okumazsın
Ama bu şiirim sana imkansızım
Belki sevinir belki öfke kusarsın
Ama bu şiirim sana imkansızım
Belki keşkelere isyan edersin
Duyulurmu bilmiyorum sözlerim
Bekliyorum yollarda gözlerim
Nazını işveni tasanı özledim
Sensiz geldi 14 şubat…
Karlı bir cumartesiyle birlikte
Odanda yalnız kaldığında
Geçmiş günleri anımsadığında
Yer yer gözlerin dolduğunda
Düşünüyorum…aklına gelirmiyim
Keşkelerin çoğaldığında
Her ne kadar unuttum bitti desemde
Enkazda kalıntılar kalıyor işte
Yalandan sevinip yokyere gülsemde
Yangında közler duruyor işte
Belki çoktan unutmuştur desemde
Gurbet insana zor gelir
Sen askerliği sıla say
Rotasız gemi devrilir
Sen askerliği kara say
Sol yanına koy elini
İlk aşk acısını sende tattım
İlk sende uyumadım sabah yaptım
Bunlara karşılık beni anlayacaktın
Anlamadın güzelim ne yapalım
Dünya güzeldi seni görmeden önce
Tek yıllık bitkinin yaş halkasısın
Dert tasası olmayanın yasısın
Gece güneşi yada çölün karı…
Kar beyaz çiçeğin kör karasısın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!