gitme katilim olursun
ölürüm yalnızlığında sensizliğin
solar saksıda çiçekler
kuşlar terk eder bu kenti
hayallerini ve onurunu yitirmiş
hakarete uğramış bir doğulu gibi bu kent
intiharına soyunmada çaresizliğinin
bulvar panolarında ölüm fermanları
kuş kapanı her sokak kendi cürümünce
sımsıkı kapatılmış kapılar
kapkara yas perdeleri pencerelerde
umursamazlığının yükünü denk etmiş bu kentin insanları
nereye baksam ölüm fermanı yasak yaftası
gülmek konuşmak sevmek yasak
ve uzayıp giden listeler
insanlar arasında kafdağları
bütün yüzler yabancı
bütün gözler kaçak
firari bir eşkıyadır sözcükler
ikircimli tetikte ürkek
ya “bir dağın tarihi nasıl yazılır” ozan
yüreği mahpus olanlarca
artık neye yarar yenik orduların görkemine methiyeler dizmek
ne yi gizler ki eski görkemi yeniklerin
en yakınlarınca taşa tutulup lanetlenirlerken
şimdi hangi defterlere neyin hesabını tutmalı
bir bir kırılıyorken cüppeli ellerde kalemler
fare misali terk ederlerken gemilerini kimi kaptanlar
ve en bıçkın gözü pek tayfalar
pazarın en ucuz metasına dönüşürken yüce değerler
neden’i nasıl’ı niçin’ i sormak yada kör olmak kolay
önce kendinden başlamalı sorguya insan
git öldüm senli terk edilişlerin yalnızlığında
solsun hangi baharı muştular ki
el bebek gül bebek saksıdaki çiçek
son çırpınışlarda artık
şimdi birer kamikaze kuşlar
Kayıt Tarihi : 25.5.2005 16:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)