ŞiirdeBirMasaldır: Çıktım Tavan Arasına

Küçücüktüm daha…
Söylediler, “Bir varmış”a inandım,
Duyduğum masallarda yer alan,
“Bir yokmuş”a aldandım.
Beşiğimi sallayan yalancı masalcının
O allı pullu sözüne kandım,
Beşiğimi devirdim,
Çevirdim İpekyolu’nda bir kervan,
Yıllar yılı oturduğum cennetimden fırladım…
Çıktım tavan arasına hışımla,
Bir sandık buldum orada bir tek bakışımla.
Açtım baktım sandığı,
İçinde bir bozuk altın,
Arap bacı dedi ki:
“Al onu da boynuna takın.”
Almayacaktım ama aldım sarıdır diye.
Kalktım gittim İstanbul'a k
Kentlerin hasıdır diye,
Kanlıca’da bir kâse yoğurt mayaladım
Durudur diye.
Dokuz yüz doksan testi su kattım
Koyudur diye.
Sultanahmet minaresini belime soktum
Borudur diye.
Tophane güllelerini cebime doldurdum
Darıdır diye.
Elimde nacak,
Kapalıçarşı'ya daldım korudur diye.
Marmara'nın köpüklü sularına girdim
Kıyıdır diye.
Yüzerek Büyükada’ya vardım
Kuyudur diye.
Selimiye duvarına dayandım
Yalıdır diye.
Ahırdağı’na bir tekme vurdum
“Geri dur! ” diye.
Üçlük, beşlik verdiler beğenmedim
İridir diye.
Beni alıp tımarhaneye koydular
Delidir diye.
İki adam şahitlik etti; bu,
Veli oğlu Veli'dir diye.
Tımarhaneyi katladım sırtıma aldım
Halıdır diye.
Zaptiyeler tam on sopa vurdu
Yeridir diye.
Durumumu padişaha bildirdiler
Delidir diye.
Padişahtan kocaman bir ferman çıktı,
Bunlar onun eski huyudur, diye.
***