Şiir İşçilik İster Çocuk Şiiri - Tülay S ...

Tülay Sustam
716

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Şiir İşçilik İster Çocuk

şiir işçilik ister çocuk
her vardiyasında uykusuz
gözlerini hayata dikecek
soluksuz bir nefes bekler

şiir işçilik ister çocuk
hiç kullanılmamış sözleri
giydirmek yamalı bir yüreğe
ve ay'a bakarken boy gösterebilmek

şiir işçilik ister çocuk
sana koşan her çocuğu kucaklamak
ve alnından öpmek yanık bir türküyü

şiir işçilik ister çocuk
dört duvar arasında
halka açık bayram yeri
gülüşler bekler

şiir işçilik ister çocuk
ayakları çıplak
karnı aç yetim bir çocuğu
gözlerinle giydirip
avuç içinin sıcaklığında
sevgiye doyurmak

şiir işçilik ister çocuk
kurulu bir saatten
daha önce açmak gözlerini yeni bir güne
hayattan, akrebin zehrini almak

şiir işçilik ister çocuk
iki ucu kopmuş bir ipin
ayrı ana, babadan çocuklarını
darağacında sallandırmak

şiir işçilik ister çocuk
biçki dikiş kursuna gitmeden
herkesin söküğünü dikip
kanaviçeye kendini nakış nakış işlemek
kâh sade, kâh süslü...

şiir işçilik ister çocuk
bir ıslığına
hırçın ve başına buyruk rüzgârı susturmak

şiir işçilik ister çocuk
bir dizesi hastalıklı
diğeri sapasağlam

şiir işçilik ister çocuk
kanayan bir yaraya
parmağını bastırıp
tuz ekmek
ve gözyaşında erimek

şiir işçilik ister çocuk
burnu kaf dağında
omuzları dik
alnı açık
ilk adımından son adımına kadar
tuttuğunu koparan
mert bir yüreğin
alın teri ile karışık
küf kokan yavan ekmeğini
kapısı açık bir yüreğin eşiğine bırakmak

şiir işçilik ister çocuk
sen bana bakma
iyi bir terzi olamasam da
iğnem koynumda yatarım
gölgeni ırak et benden
elleri kınalı şair anam
benden gürbüz bir şiir bekler

gözün aydın çocuk
ananı doğurdum

Tülay Sustam
Kayıt Tarihi : 26.6.2006 13:57:00
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hayati Dede
    Hayati Dede

    güzel işçilik kutlarım

    Cevap Yaz
  • Zühal Demiröz
    Zühal Demiröz

    Şiir işçilik ister...İşçilik maharet ister... İşçiliğiniz harika Tülay Sustam...

    Cevap Yaz
  • Memet Karabalık
    Memet Karabalık

    -Şiire Dair-



    Şırıl şırıl akan hayatın ahengi şiirin özünde saklıdır
    İnsanı insana anlatmanın en kısa yolunu bulanın adıdır şair
    İsmini geceye yazmanın en aydınlık tarifidir
    Ruhunu şeytandan azat etmenin imandan sonraki yolu gibidir
    Hasta ruhların demirlendiği ılık limanlardır
    Ayyaş kafaların özgürce gezebildiği en geniş sokaklardır
    Yaşanmış ve yaşanacak her hayatın uğrayacağı yol üstü lokantalardır
    Aklın alabileceği en geniş coğrafyadır
    Tabutun çivisidir, kefenin ilmeği, ekmeğin hamuru
    Issız adalarda yaşanan aşk hikâyesinin habercisidir
    Nutuk kitaplarının düşmanıdır, ansiklopedilerin buhranı
    Trabzon’da Laz’dır, İzmir’de güzel, Diyarbakır’da eşkıya
    Ankara’da bürokrat, Irak’ta işkence, Kamışlo’da Kürt
    Kefenin en güzel rengidir, ölümün habercisi çoğu zaman
    Ekmeğin tuzudur, fakirin aşı değilse de; umududur
    Nesimi’nin dilidir, Yunus’un yüreği, Xane’nin hasreti
    Davut’un sesidir, Musa’nın asası, Yusuf’un güzelliği
    İşçi çocukların bilmediğidir, işverenlerin dudak büktüğü
    Sevgilinin sıcak iklimidir, ihanetin nefreti bazen
    İki köy arasında akan nehirdir, suda balık, toprakta ceylandır
    Dışarıda kalmış yetimdir, içerde ağlayan bebe
    İçimizden birinin intiharıdır, içtiğimiz gecelerin sabahı
    Rey verdiklerimizin en çıplak halidir, buluğ çağının asiliği
    Köy hasretidir, şehir tutsaklığı, medeniyet düşmanı
    Ekmeğimizi paylaştığımız dilencidir, kapımıza vurulan kilit
    Nihavent makamında bir şarkı, kürdün bitmeyen türküsü
    Dünyanın öbür ucudur, Kızılderili bir savaşçı, kuzeyli bir sarışın
    İsmini anmaya korktuğumuz mazlumun ahıdır, zalime beddua
    Muş’ta Telli Turna, Urfa’da ceylan, Sürmeli Kız Kuşu bazen
    İki büklüm dedemdir, nenemin duası, anamın şefkati
    Zemheride sobadır, Ekvator’da yağmur, İngiltere’de kraliçe
    İstanbul’da istanbuldur, Paris’te özgürlük, Almanya’da yahudi
    Akşam saatlerinde aşktır, sabahın seherinde vuslat, gecenin dehlizlerinde yalnızlık
    Nasırlı elleriyle amcamdır, makyajlı suratlara tokat
    Loş ışıkta tarifi mümkün sevişmedir, güneşte yüzünü saklamaklığımız
    Adana’da göçer, Erivan’da muhacir, Rusya’da çeçen
    Taşıyamadığımız hasretlerdir, taşınası sevinçler, vurulası kızlar
    Mavi bir gökyüzünü kana bulayan bombanın sesidir,
    Ardına bakmayı bile unutan bir intihar, toplu katledilen tüm yürekler
    Naaşı teneşire sığmayan bir yiğittir, heybetin adıdır, azametin korkusu
    Ismarlama aşkların bittiği topraklardır, kefensiz, üryan cesetler
    Nereden geldiğimizdir, nereye varacağımız, nasıl karşılanacağımız
    Usulüne uygun savaşların usulsüz ölen komutanlarıdır
    Sibirya’da üşümemektir, salıncakta gülebilmek, sahilde suskun yüzmeler
    Tarlalarda çapa, fabrikalarda emek, bankalarda memur
    Uzak bir ülkenin tarifidir, ulusun marşı, özgürlük türküsü
    Rüyaların beyzadeleri, cennetin hurileri, İstanbul’un beyefendileri
    Uzattığımız eldir, kırdığımız kafalar, ezdiğimiz yılanlar
    Pişkinliğine tükürmektir siyasetin, pisliğine bulaşmamak hırsızın
    Leyleklerin göçüdür, kartalların kanadı, aslanın pençesi
    Uçmayı öğrenmenin hazzıdır, esmer tenli her kıza vurulmaktır
    Yıllanmış şarabıdır Hayyam’ın, Zeliha’nın içinde kalan Yusuf
    Oltaya takılan balık, ortaya gelen azık, uzağa düşen evlat
    Limerick sokaklarında ağlayan İrlandalı bir çocuk
    Uçuk kaçık fikirlerin meydanıdır, savaş alanının kana bulanmış kılıcı
    Çocukluğunu yaşamamış bir hayta, bütün gözleri çocukların
    Oğlumun maması, kızımın gülüşü, babamın teri
    Göllerde kuğudur, sazlıkta ördek, Murat’ta alabalık
    Uçsuz bucaksız evrendeki yalnızlığım, sahradaki susuzluğum
    Zahirden görünmeyen acılarım, suskunluğum, aşklarım
    Adam olmaklığımdır, adını bile bilmediğimin siyah saçları
    Müşkül zamanlarım, müşteki ağrılarım, sızlanan sevgilimdir
    Anamım gözyaşıdır en çok, babamın cefakârlığı
    Nice kem göze şiştir, kazanamadığımız paralardır, oturamadığımız evler
    Düşmekten korkmamaktır, kurşundan kaçmamak, başını kılıca uzatmak
    Aşığına ihanet edip saklamaktır, aşığın ihanetini öldürmektir
    Babaların verdiği bahşişlerin çocuk çığlıklarıdır, bahşişini paylaşmaktır
    Ardına verenleri vaat edilen topraklara ulaştırmaktır
    Şükrünü yaradana yapmaktır, secdede kendinden geçmek
    Kitap arasında delikanlı resmi saklamaktır, durakta beklemektir
    Anamın leçeğinde dünyayı saklamaktır, babamın avuçlarından bir damla su içmek
    Leş kargalarını her seferinde vurmaktır, serçe kadar masum durabilmektir
    Aynada kendine tükürebilmektir, yoldan taşı alabilmek
    Rüku edebilmektir, yaradandan aşk dilenmektir
    Islak ıslak bakabilmektir yarin gözlerine, ellerinden tutup kaçmaktır
    Neşeli bir ezginin verdiği umursamazlıktır, ağıt ağıt ağlayabilmektir
    Işık vuran her yerde görünmektir, her karanlığa ışık olabilmek
    Asla vazgeçmemektir, vatanı uğrunda ölmeyi de, yaşamayı da bilebilmektir
    Nice sevda masalının üstüne bir tane daha ekleyebilmektir, Mecnun’u kıskandırmaktır
    Lal olup kalmaktır, diline kilit vurdurmamaktır, deryalara dalmaktır
    Ansızın çıkıp gelmektir, ardına bakmadan gitmektir
    Tutuşturup geceleri önünde gülebilmektir, her sabah ekmek almaktır
    Matemine bir annenin katılabilmektir, mahalle maçında ayağı kırılmaktır
    Arsız bir fahişenin gözlerinde kaybolmaktır
    Nedamet çekerek gecelerce uyuyamamaktır
    Irak’a gitmektir, gördüğün her zalimin yüzüne kusmaktır
    Nece olduğunu bilmediğin dillerde türkü çığırmaktır
    Acının konduğu her toprakta umut olmaktır
    Cem evlerinde semah çekmeyi bilen Sünni olmaktır
    Eşkıyanın yüreğindeki kadını tarif etmektir eşkıyaya
    Masallara yeni kahramanlar sokmaktır
    İnsan diye bilinen her hayvanı çıplak bırakmaktır
    Dedelerinin demediklerini diyebilmektir
    Eskiden söylenmeyen her sözün arkasında durabilmektir
    Nutku tutulana kadar cahile anlatmaktır
    Ezberi bozulana kadar iktidara saldırmaktır
    Yolunu şaşırana kadar önüne çıkıp küfür etmektir zalime
    İklimleri bozulana kadar suratlarına tükürmektir silah tüccarlarının
    Masmavi bir denizin masmavi gökyüzüne çıkıp insanlığı haykırmaktır
    Lekeli gömleklerin hepsini ateşe vermektir
    Eski günahlarımızın hepsini haykırıp kurtulmaktır ağırlığından
    Rabbine dönüp günde on defa tövbe etmektir
    İçine dönüp her dakika bağışlanma dilenmektir
    Dünyanın sonunu getirmemek için çırpınmaktır
    İçi bozulmamış birkaç iyi adam bulup yürümektir
    Ruhu şad edecek türküler bestelemektir
    Şiir dediğin şiir olmaktır
    İçine içine akmak insanların
    İçlerindeki her zerre pisliği alıp
    Rezil uçurumlardan aşağıya salmaktır

    Memet Karabalık

    Cevap Yaz
  • Memet Karabalık
    Memet Karabalık

    'şiir işçilik ister çocuk' dizesi bile tek başına kocaman bir şiir olmuş.
    diğer dizelerin hepsi de helal çalışan bir marangozun ince ince çalışması kadar hoş olmuş,
    tebrikler...

    Cevap Yaz
  • Halit Mehdigil
    Halit Mehdigil

    Şiirin yüceliği,niteliği üzerin durmuşsunuz.Bir bebeğe bir çiçeğe özen kadar şiire özen istiyorsunuz tebrikler.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (26)

Tülay Sustam