Yine onlarin kaleminden düsüp dökülen SIYASAL POLEMIKLILIGIN icinde her türlü kavga kir cöküs gecimsizlik ayrisma sogulma yilginlik yanilginlik belirsizlik bilinmezlik karamsarlik kargasa kopus cöküs kusku cinnet girdap cikmaz saplanti bela ilgisizlik itibarsizlik sorunlar yigan yumak sariminda, TELIF HAKKI kendilerinin olmayan akil fikir duygu düsünce kavrayis anlayis ve aliskanliklari kendilerine hayranlikla baglanan kitle kütlelerine fazlalastirarak aktarmanin arac gerecleri olarak, etraflarina dolusmus ve donanmis herseyin DILE GETIREN ICRACISI olarak kendilerini ve kendilerinden baska hickimseyi görüp bilmenin AHKAM KESIMIYLE; kendilerini hakli cikarmanin yönetip yönlendirdikleri sandiklari hayatin dizginini elde tuttmak saplantisinin `simdi sira sende acil susam acil` veya `gelip yeserebilirsin bahar müsade senin` veya `hadi simdi Turan olsun ` yahut `kiskirip koptugu yerden Devrim cikip kapiya dayansin` gibi yasadigi dünyada, kiside, toplumda hicbir öznel ve nesnel karsiligi olmayan HAYAL PERESTLIGIN alim –satim tüccarligini yaparlar.
`Angina Petrokis`de Hikmet Nazim :
„ Yarisi burdaysa kalbimin/ yarisi cindedir doktor /Sari nehre dogru akan/ ordunun icindedir/ Sonra,her safak vakti, doktor,/her safak vakti kalbim/ Yunanistan da kursuna dizilir / sonra, bizim burada mahkumlar uykuya varip revirden el ayak cekilinc kalbim camlicada bir harap konaktir her gece doktor „
……….`kalbinin iman tahtasinda en uzak yildiza carptigina SOSYAIST ENTERNE bir gezegen aygiti gibi, bazan kendini güden kosullandirmalara ister istemez ispatlamak zorunda hisseder ki bu BEKLENTIYE GÖRE veya USULÜN ICABINA dair igretiligin satir dökümlerini daha sonraki devirlerde Dogu Alman, Cekoslavakya, Macaristan. Yugoslavya gezip turlayan REKLAM TABELASI niteliginde radyo yayinciligindan tut ki konferans kompozisyonculuguna varincaya kadar, ne denli ULUSLARARASI bir büyüklügün varlik sahibi oldugu arka pilanindan, ögütülüp ufalanmis seylerdir Angina Petrokis`i Nazim Hikmet`in.
`Karli Kayin Ormaninda`ysa Hikmet Nazim :
„ Memleket mi yildizlar mi / Gencligim mi daha uzak / Kayinlarin arasinda/ Bir pencere, sari, sicak /…………..Eski takvim hesabyle / Bu sabah basladi bahar/Geri geldi Memedime /Yolladigim oyuncaklar / Kurulmamis zemberegi/ Küskün duruyor kamyonet / Yüzdüremedi legende/ Beyaz kotrasini Memet „
………hic kuskusuz üzüldügüne agit yakan nitelikte bir duyumsamadir bu siir. Fakat yine de kendini baskasiymis gibi göstermenin Istanbul Bayramoglu`ndan kahir yüklü hesap sorarcasina ayni siir icinde `ölümü bile bile ve ölümü hic düsünmeden` hemen ilk soseden sapinca yasamanin PIRIL PIRIL görünen yerinin MOSKOVA oldugunun, siyasi kimligine ADANMIS poz veren zirhli suvariligi istifi hic bozulmams fiyakalarda (feodal agitlara sarilarak sanki MOSKOVA dedigi yerin hic derdi belasi karanligi öfü püfü kokusmuslugu batagi zulümü ölümü zorbasi diktasi gericiligi saplantisi hüznü veya cilekesligi yokmus gibi saplantili bir körü körünelige kendini kaptirip götüren aldanip inanmislikla, soyut sahteliklige sosyalist manevralar ceken ) serkeslikler satip savutturmakta.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta