Bir altın tas içinde bir tas su olsan...ölsem susuzluktan...kana kana içerdim o suyu...yok olacağını bilsem de...Gel, bende yok ol; içeyim kana kana seni....
Nerdesin? ...Hangi bulutun altındadır o has yüreğin? ...Bilir misin azığım sensin, merhemim sen...Ayrılık değil, karanlık korkutuyor yüreğimi...çünkü artık ayrılık diye bir şey yok...Sığındım yüreğine...sarıldım sevgine...Senden gelir ilhamların en güzeli bana...Karanlıkların bilinmezliğindendir bu iç sızım...Sen..hep ol canım..O sıcacık sevginle umut saç geçmişten geleceğe tüm ömrüme...Aşk denen büyünün sıcaklığında yanıp kavrulsa da ruhum, varlığının verdiği ferahlık içime bahar çiçeklerini dolduruyor. Yalnızlığın yalnızlığım, gözyaşın gözyaşım, yüreğin yüreğim oldu bir tanem.
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla