Bir kahvenin, kırk yıl hatırı var
Senin bana anlatacak, neyin var
Gel beraber içelim, derdim var
Kahve deyip geçme, hayallerim var
Bir acı kahve iç ama, acı hayatı içme
Kalemin İzinde
Yedi kitapla destan yazmış,
Kaleminle dünyayı sarmış,
Her kelime, her satır senin,
Bir umman dolusu ilham senin.
Marka takıntısı, çağımızın önemli sorunlarından biri haline gelmiştir. Gelişim çağında çevresel ve sosyal etkilerle başlayan bu takıntı, bireylerin kendilerini değerli ve kabul görmüş hissetme arzusu doğrultusunda şekillenir. Kişiler, toplumda kabul görmek, dikkat çekmek ya da bir aidiyet hissi edinmek adına pahalı markalara yönelirler. Çocuklukta başlayan bu eğilim, reklamlarda sunulan ideal aile, mutlu yüzler, güzel kıyafetlerle özdeşleşir, çocuklarda markalara yönelik bir beğeni geliştirebilir.
Marka takıntısı, modern toplumda giderek yaygınlaşan bir olgu olarak dikkat çekiyor. İnsanların marka ürünlere olan ilgisi, sosyal kabul görme ve statü kazanma arzusundan kaynaklanırken, bu durum bireyleri hem maddi hem de psikolojik zorluklarla karşı karşıya bırakabiliyor. Kapitalist toplumlarda markalar, sadece bir ürün değil, bir yaşam tarzını ve statüyü temsil ediyor. Bu nedenle bireyler, kendilerini daha değerli ve önemli hissetmek için markalı ürünleri tercih ediyor. Ancak bu bağımlılık, bireyin özgüven eksikliğinden kaynaklanan bir sorun olarak görülüyor.
Çocukluk yaşlarından itibaren medya ve çevrenin etkisiyle oluşan marka takıntısı, bireylerin kişisel değerlerini yüceltmek yerine kendilerini markalar üzerinden tanımlamalarına neden oluyor. Ebeveynlerin çocuklarıyla olan sağlıklı ilişkileri ve doğru model olmaları, bu sorunun üstesinden gelmek için kritik rol oynuyor. Çocukların erken yaşta bilinçli tüketime yönlendirilmesi, bütçe yönetimi hakkında bilgilendirilmesi ve kişisel gelişime odaklanılması, marka bağımlılığının önüne geçilmesinde etkili olabilir.
Gençlerde marka takıntısının artmasında sosyal medyanın da büyük etkisi vardır. Sosyal medya, markaları cazip göstererek bireylerin daha fazla harcama yapmalarına ve lükse yönelmelerine yol açar. Özgüven eksikliği yaşayan gençler, kendilerini kabul ettirmek adına marka kıyafetler ya da eşyalarla güçlü ve önemli hissetmeye çalışırlar. Kimi zaman popüler bir kişiyi rol model alarak onun kullandığı markalara sahip olma eğilimine girerler, bu durum bir tür bağımlılık halini alır.
Özverinin timsali, özel bir insan,
Çalışkanlığın simgesi, bir öğretmen rüzgarı.
Duyarlılığı, vefası, her daim yanımızda,
Gönülleri fetheden bir ışık, bir yıldız, bir ay.
Kızımın hayatında derin bir iz bıraktı,
Gözlerinde Yeşilçam’dan bir sahne saklı,
Yakışıklılığı dillere destan, gönüller ona hayran.
Güler yüzüyle okula güneş gibi doğan,
Müdürümüz, kalbiyle herkesi kucaklayan.
Yumuşak huylu, hoşgörülü, sabırlı bir adam,
KARA KARPUZ
Sıcacık yazlarda, sokaklar toz içinde,
Çocuk sesleri yankılanırdı derin gecede.
Taş avlularda, eski evlerin gölgesinde,
Kara karpuz beklerdi gönlüm, gizlice.
Karaoğlan
Bir siyah masalsın gözümüzde,
Bir sessiz çığlık gibi durursun,
Köşende ot, su, bir de düş,
Kaderine boyun büküp uyursun.
Kardeş kardeşe bu kadar kafamı tutar
En kötü gününde hep ona atar
Dünyaya küsmüşse kaderin elinden
Şaşkınlık içinde hayatı biter
Kardeşim diyerek sana gelmişim
Kardeşlik İklimi
Bir rüzgâr eser derinden, Emre’nin adını taşır,
Yüce dağlar ardında, Ömer’e huzur taşır.
Ağabey ki dağ misali, dik ve sarsılmaz,
Kardeş ise nehir gibi, onunla coşar, durulmaz.
Lise sıralarında başladı yolculuğumuz,
Gençliğin heyecanı, dostluğun saf huzuru,
Seninle paylaştık hayatın ilk adımlarını,
Aynı sofrada ekmeği, çayı, acıyı…
Eviniz bana yuva oldu,
elinize yüreğinize kaleminize sağlık.