Seyr i İstanbul Şiiri - Ali Gençay

Seyr i İstanbul

I-

Aylardan eylül,
Gökyüzü bakıra çalar
Marmara’da çığlık çığlığa martılar
İstanbul melül
Havada gam, hüzün kokar

Taşında, toprağında büyütülen umutlar
Büyüdü misket yuvarlayan çocuklar
Büyüdü İstanbul, büyüdükçe daraldı sokaklar
Ne kadar kalabalık, sanki mahşer
Kalabalıkta ne kadar yalnız insanlar
Ne yana dönsem ter kokar

II-

Hani diyorum uçsam
Kollarımda mukavvadan kanat
Göğsüme rüzgârı doldursam
Kanatlarımın altında saltanat

Yalnızlığımın silueti, kız kulesi
Kalmadı yüreğinde eski şatafat
Yedikule zindanı göğsüm değil de neresi?
Ölsem de gömülsem yedi tepeye, bana taht
Bitmez bu koca şehir
Bitse de hayat

III-

Ne çok sevildin sen, sevdiler
Taşını toprağını mahrem bildiler
Haliç’te bir güzelin ayağı suya değse
Eteklerini kaldırsa rüzgâr
Kaşlarını çattı, kıskandı şairler
Bulutlar parçalanır göğsünde
Ağlar şarkılar, şiirler

Ey gözünü sevdiğim İstanbul
Senden büyük sevda mı var?

Ali Gençay
Kayıt Tarihi : 14.4.2005 11:07:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

TÜM YORUMLAR (5)

Ali Gençay