Bingöl dağlarını kara bulutlar sarmış.
Toprağın kahve rengini kızılkan almış.
Kaçak yolları kapanmış, mayın donanmış.
Bu ne gazaptır Yarabbi? yas evi artmış
Bingöl dağlarından acı feryat geliyor.
Bir güzele düştü gönlüm, iflah olmadı..
Kanlar kustum, saçım döktüm, çilem dolmadı..
Ağladım, sızladım, kimse kapım çalmadı..
Tükendim, bittim, takatım, gücüm kalmadı...
Cemali gözümden çıkıp, gitmek bilmiyor..
Bir bakış yiğidi kalbinden vurmuş.
Kartal iken bir Bülbül gibi olmuş.
Nara atan dili maniyle dolmuş.
Bir dilber kalbinden vurmuş yiğidi.
Gül uzatmış silah tutan elleri.
Bir yıldız daha kaydı sevgi semasından.
Sevgimi içimden söküp de gitti yar.
Karardı Dünyam aydınlanmadı ardından,
Karabasan oldu, gülerken ağlattı yar.
Yorgun bedenim bu ağır yüke dayanmaz.
Bir yar buldum gözleri;
Sürmeli vay sürmeli.
O tatlı gülüşünü,
Görmeli vay görmeli.
Güzelim yari değil ki üzmek;
Her zaman güldürmeli.
Misis ayranından içen,
Uzun peyik şalvar giyen,
Biz Adana'lıyık diyen;
Esmer olur, güzel olur.
Yazın pamuk toplamayan,
Parayla makam değiştirmiş seni,
Gözün aşağılara bakmaz olmuş.
Saltanat unutturmuş sana beni,
Ayaklların yerlere deymez olmuş
Kötü günde dost gerek, değil para.
Gülerdi gözlerim gördüğüm zaman,
Çarpardı yüreğim baktığım zaman,
Titrerdi ellerim tuttuğum zaman,
Senin her haline hayranım güzel.
Yüzüne baktıkça doyamıyorum.
Ben o eski tanıdığın değilim.
Üstümdeki örtüyü yırtıp yaktım.
Dönülmez yoldaydım bak döndüm geldim,
İçimdeki kalın duvarı yıktım.
Düştüğüm çukurdan yol bulup çıktım.
Kadınım ben; sevgi dolu, aşk dolu, hayat dolu…
Erkeğini taşıyan, yükünü hafifletebilen…
Gururluyum; incitilmeyi, aşağılanmayı sevmeyen…
Çağlayanım ben, yeri geldi mi düz ova da asudeleşen…
Okşanmayı, öpülmeyi, koklanmayı seven…
Dilberim, doğalım, cesurum, bazen de çılgın…




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!