Felek senden bir mûrad alamadım
Gençliğimi çaldın,sevdiğimi aldın
Beni boynu bükük bıraktın da
Felek senden bir mûrad alamadım
Sel gider kum kalır
Ey benim gençlik çağım,
Ki başımda kavak yellerinin estiği,
Kanımın damarlarımda dikine dikine aktığı,
Korkunun cesaretimden korkup,
Semtime uğramadığı,
Gözükara delidolu doludizgin yaşadığım,
Yağan her kar tanesi
Çiçek olup yanaklarında açsa
Dilin bülbül olup şakısa
Yine de af etmem gülüm
Seven bir kalple alay ettin...
Kızıl akşamlarda gönül serinliğim,
Mor gecelerde açan akşamsefam,
Şafak vakti gül yaprağındaki şebnemim,
Doğan güneşim, dünyaya renk verenim,
Yüreğimi ısıtan yaşama sevincim...
Hep sonbaharı yaşamaktan yoruldum
Artık baharları özledim
Hayat fırtınalarının
Yüreğimde çentik çentik
Açtığı yaralardan beslenen
Kanlı gözyaşlarım
Aslında bir maceraydı bizimkisi,
Hemi de gerçek bir macera!
Sonu bilinmeyen bir büyük macera,
Nasıl mı başladı?
Anlatayım…
Toprak mı bize küsmüştü,
Güneş ışıkları oynaşırken dalgalarla,
Okşar bir rüzgar gül yapraklarını,
Doğaya seranat gibidir kuş sesleri,
Ve ufukta güneş denizle birleşir,
İki sevgili gibi...,
Masmavi denizde kızıl dalgalar
Evlat sen giderken,
Bir ateşti gözlerimden düşen,
Yüreğimi yakan bir volkan,
Hasret okyanusuna salan,
Fırtınalara makum bir insandı geride kalan…
Ağlıyorsamda aldırma bana, yürü kendi yoluna,
Yürekte esen poyrazı dindiremezsin
Hatıraların canlanır
Film şeridi gibi kare kare geliverir gözlerinin önüne
Genzinde hıçkırıkların boğum boğum olur
Burun kemiklerin sızlar
Gözyaşların isyan edip taşmak ister
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!