Ah bitmez yolların uzun ve ayaz geceleri
Atılan her adımdadır sevda yüklü duygular
Yalnız buz kesilmiş bakışlar, anlatır hayatı
Ey hislerimi özlemle mısralara yazan geceler
Al götür beni yüreğimin götürdüğü yere
Dört mevsim, yedi iklim yaşadım sensiz
Açmasını bekledim bin bir renkli çiçeklerin
Doğmasını bekledim buz kesilmiş bakışlarıma günün
Buharlaştıkça damarlarımda dolaşan kanım
Özgürleşecek sana hasret yüreğim
Bülbül olup konacağım yamacındaki güle
Ektik umutlarımızı pınarların başında, soldurdunuz
Nice anaların yüreğini dağladınız
Yağmur dolusu gözyaşı döktürdünüz
Nice yiğitleri can evinden vurdunuz
Kimileri evsiz kimileri yarınsız bıraktınız
Seni andım bu gece
Seninle yandı yüreğim hece hece
Ben bir hiçtim senden evvelce
Ben senin yandığın yaradana
Yanar yanar dönerim her gece
Bu kadar yürekten sevme beni
Bakarsın toz olur, duman olur, giderim bir gün
Aşma boşuna yüce karlı dağları
Bakarsın yağan kar olur, erir giderim bir gün
Bu kadar gönülden sevme beni
Gözlerdeki ışıltıdır umut
Yüreklerimizde yakılan ateştir, cehennem…
Duymazsa da bu feryatları insanlar…
Yazılacaktır tarihe, kundaktaki bebeğin ölü bakışları…
Çoktandır kurutuldu dalındaki gonca güller
Birde gönül penceresinden bakın hayata
Silip atalım artık kini, nefreti
Ne güzel değil mi, gönülden sevmek herkesi
Kardeşçe yaşayalım Kürt’ü, Türk’ü, Laz’ı, Çerkez’i…
El ele verip, yeşertelim bu dağlarda bu ovalarda kardelenleri
Serviyi kıskandıran sevgili
Öylece bak bana, nergis gözlüm.
Uyandırsın beni uykudan
Misk-i amber olan sinendeki kokun
Yine düş gönlüme benim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!