Yıl bin dokuz yüz on beş de,
Bir ateş düştü, Osmanlı'nın yaralı yüreğine,
Taarruz edip saldırıyordu düşman, dört yandan
Ateşler içinde yanıyordu Çanakkale,
Bir değil iki değil düşman,
Gelip geçti ömür bir nefes gibi,
Gözlerde buğusu kaldı sadece.
Kaybolan mazimiz nerede şimdi,
Gözlerde buğusu kaldı sadece,
Varmadan gençliğin daha tadına,
Gül mevsimi O’nla başlar
Anlamaz ki mağrur başlar,
Selam verir dağlar taşlar
Anlamaz ki mağrur başlar,
O’nu gören göz mest olur,
Öyle bir yerdeyim ki.
Altın kanatlı kuşlar
Renk, renk açmış çiçekler.
Orkideler, leylaklar,
Rüyalar ülkesi mi.
Bir uzattın elini, celal ile
Ay yarıldı*, bölündü ikiye,
Eline aldın, çakıl taşlarını,
Hepsi birden, başladı.
Rab'bini zikretmeye
Yüreğim daralır, karardı hava
Çaresiz kalmışım düşmüşüm dara
Açtılar kalbimde, bin türlü yara
El mi yaman bey mi yaman görürler.
Göz gözü görmüyor, her yer toz duman
AY YILDIZLI AL BAYRAĞIM
Ay yıldızlı al bayrağım.
Dalgalandıkça sen artar benim şanım.
Çok yakışıyorsun ülkemin göklerine,
Ölüm güzeli, temmuz bakışlı ceylan,
Bir kez göz süzeli gönül oldu hayran.
Her nefis tadacaktır seni, öyle der yüce yaradan,
Yakinim ol, kızıl şafakların ötesinde,
Ve
Solgun yüzler, kısık sesler gölgesinde,
Yine oluyor akşam,
Hayaller aydınlatacak gecemi.
Uçacak uçurtmam,
Semalarında köyümün.
Ilık bir rüzgâr esecek eskilerden,
DÖKÜLÜR PENCEREMDEN AY IŞIĞI
Dökülür penceremden ay ışığı
Geceye göz kırparak uzaktan
Denizin mavi derinliklerine,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!