Doğan erini sıkışmaktan biri kurtarış yağıyor
Borazani borazanı bu kez sırada ve düşük yapıyor
Masal dünyamız fakir diyene inat bu babacanlık
Medya sırtarıyor gibi bir medya aktörlüğüne as’lık
Sevişmek diye beceriler ayyuka çıkış yükseliyor
Düğün derneği şenlendiren çiftelikler sunuş hokkalıyor
Amerika dinlencesi bir merasim oynaşısı, okkalıca
Belki ayak çeker misali döner sokar aykırılığı, şapşalca
Şimdi biraz çiftlik mi çiftleşme mi folluk, leylimce
Düpedüz panorama baytarlığına bayırlık, nanelice
Sevişmek diye beceriler ayyuka nahoş bacalıyor
Düğün derneği şenlendiren çiftelik komprasör basıyor
Sevişmek diye aşk öyküleri nice teraneyi mi tütsülüyor?
Askerliğin para ile olmadığını anladı, hala caka satıyor
Dokuyan dokuyana doğrusunda fitilli kadife abanıyor
Bekar unutması sevişmem de komada mum mu yakıyor?
Sevişmek diye beceriler ayyuka bayrak dalgalanıyor
Düğün derneği şenlendiren çiftelikler yüz püskülleniyor
Irak’ta hep PKK mı Terör, borazani, torabani, amerikani
Eklemeye bir de bu eksik etekliklerin bari adı olsun cani
Türkiye Cumhuriyetinde de kundakçılık mı tarikati
Sevişme sahnesi Yahudi dandikliği ile tam canlı renkli
Sevişmek diye beceriler ayyuka torba doluyor
Düğün derneği şenlendiren çiftelikler çarşaf açılıyor
Ekim 2007
Sevinç KavukKayıt Tarihi : 31.10.2007 20:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Dolup açılmak mi iyi, dolup boşalmak mı tercihi Sürer gider asırların ırzı bile demezliğin bu hali, yoksa göz feri Hem elbet der terör besledim, fiyatıydı istediğim vatan bedeli Doğan eri gül’lü seyahati: taslandıkları efe taslağı beylik beyliği mi? Ekmek elden su gölden, halk günahsızca sokağa, dön harca dur harca Allah’ın cehennemliği, hür yürek hiç ayak sokup tepinilecek yer mi? Türkiye’de ne kürt, ne din derdi, tarikat sorunu yoktur, olmayacak! Sevişme sahnelerinin aktörlüğüne giyimleriyle yeryüzünün en çıplak edepsizliğini sergilemeye soyunmuşlar bunlar denilir hiç beklenmeden: bir İslamcı tıkandırılırsa eğer, öbürü çıkacak! Ve hiç kuşkusuz tanımlanır bu sadece de şöyle: O tesettür PKK yaratıklığını süslüyor, bu göstermelikle azdıracak! Hollywood aşk sahnesi sapkınlığını Çankaya’ya adapsızca taşıyacak! Her toplumu oyalayacak malzemeyi birlikte böyle türeyecekler: Barzani, Talabani, İslamiyatçı, Tarikat, PKK, ruhu satılı MEDYA! Efendi Yahudi! Uşaklığı hep her zaman İngiltere, Amerika, Avrupa! Yeryüzünde çağın daha hala SAVAŞ İmparatorları…. Bu ithal cüretliği, bir toplum yaşamına bunlar FELAKET! Yavruları esir düşürmeye hatta, fuhuş odağına tuzak! Afganistan buna en acil örnek… ve Filistin yürekte kanayan yara… Unutmuştum, bu şiir diye bozukluğu bunlarla ilgili bir konuya bağlayacaktım… unutmuştum…. Ve şimdi hatırladım… hatırladım… çok şükür… üzülmüştüm, bu berbat şiiri amaçlı olarak çalışmıştım büyük bir çabayla… İncil ve Tevrat ile açıklayacaktım, ama konuyu unutmuştum… Tevrat… Tevrat’ta tora diye bir belirti özelliği var, doğru hatırlıyor olamam belki, ama, koluna bir şal atarsa ancak inanıyor denilir gibi bir tuhaf anlayış saklı onda, okyup geçmiştim, değerlendirmeye düşünmek için hiç yoğunlaşmamıştım… üzgünüm… bu çatallığın varlığı haricinde bir konu daha var ki; Kayıtsız şartsın ve istisnasız iki yüzlülük şartlandırma! diye nerede incelemeye eğilmeli diye dikkati uyandırıyor adeta: Allah’ın indirdiği kitaplarından anlatırken veya okurken her lisanda başka şeyler söyleniyor…Ayin, madde, ayet, anlatı, açıklama için yardımcı öyküler, rüyalar vs… Ben, din hakkında sorumluluk bilincime saygı olarak, yeteneğim ve gücümden esirgemeyerek hep sürekli okudum. Ama asla, gerçekten istisnasızca, bu konuda konuşmak aklıma gelmedi, konuşma amacı hiç geçmedi aklımdan! Geçmeyecek asla! Konuşmak yerine düşünmeyi tercih edeceğim: Bu yüzden, Allah’ın indirdiği kutsal kitaplarından bu anlatılarıyla açıklamaya yardım aracı olarak duran bölümlerin adı nedir diye tarif edemem. Sadece anlatmak istediğim bir konu var. Özürlüler hep böyle derler! diyebilmek için bu konuyu böyle çalışmıştım, ‘’doğru anlayın beni, biraz anlatmak istediğim bir konu var! ’’ Bu konu burada da sadece, ikiyüzlülük şartının kayıtsız şartsız istisnasız öğretiye ‘kimi dincilerin dincilikleri hakkında bir çok çalışmalardan’ hissettiğim ve hissettirilen bir ürpertimdir. İncil… öyle çok sayfalarında okunuyor ki; balıkçıların yaşamına gir, onların tabasından olmayı bürün… bilgin, alimlerin arasında, halkın her biri bir yörede hem farklıdır, hem dağınıktır, gezer, onlar gibi onlardan biri gibi büsbütün hallerini bürün… kaybolmuş sürü… vs…ondan sonra ancak, kazanmak ve safına toplamak kolay… İki yüzlülük şartlandıran sayısızca böylesi anlatılar var… Katolikler buna çok bağlı! Yahudiler bunda kusursuzluk timsali! Kürtçüler, İslamcılar, dinciler, Atatürk’çüler, sağcılar, solcular Amerikacı, Arap yanlı, Avrupa canlı, İngiliz kanlı gibi denilen böylesi türemeler Hep bu Terane! Hep bu aynı oyunu oynamaya aynı tek düzelikler! Bu yüzden bu şiir o kılıfında, o kılığında! Acıtan ne varsa acımalı; o olduğunu aynasında görebilmeye şanstır düşünceler Ve en güzel yanıdır; saldırıyı durdurmaya önce bu şansı kullanma sabrı… Bu işte yine daha hala; aynı zamanda düşündürmektir… Hiç insan, böylesi bir yaşam vahşeti türeyen varlık haliyle birlikte veya beraber olursa, başka bir şey oluşabilir mi halk topluluğu adına? Halk, yoğun bir kitle olarak ve yoğun bir halde davar edilip, çobanı olmak isteyenlerle ne yaratılabilir bu ortamda? Aşlamaz, ağlatılmaz mı hiç şiir varlığı! Hep güzel en seçkin kutsallığı bile dile alarak, her kumaşı, çarşafı örtünerek, çoban büyüklüklüklerini taslanacaklar! Buna sevişme diye denilir işte! Sevişme, anlaşabiliyor olmak yüceliğidir! Burada böyle: Bunlar da sevişiyor işte! Ben de mum yakıp, soba yakıp yas tutabilirim ancak… demeyi düşündüm. Elbette: Yaşam, yas tutmak değildir! Zaman tek özgür ve hakim olandır! Yas tutmak diye, içe bir seyahat etmeye bu gerekliliktir! Evrenimizde yaşam, bir eğitim, öğretim laboratuarıdır! Ben asla, bu sensin! diyerek bitirmem sözümü! Böyle ancak, anlatabilmek için hissettiğim bu hali düşünüyorum, derim sadece! Türkün doğuşudur düşünmek! Yargılamak ile düşünmek farklı değerlerdir! Birlikte kullanılmazlar! Bu yüzden sanıyorum, insan büyüklüğünü ve yüceliğini yüreklenmek diye, büyüksenmek, imparator olmak ile çok şiddetli bir hızla hazza bürünebiliyor… Yüce Türk Milleti buna, göğüs gerebilmeye özendir! Yüce Türk Milleti buna, yüreğini taşıyabilen başarı güzelliğidir! Yüce Türk Milleti buna, akıl ve ruhunun birliği ile bir bütünlüğünde öğrenen bilinç saygınlığıdır! Yaşam, armut şiş ağzıma düş varlığı değildir! Yaşam, inleten bir öğrenim laboratuarıdır! Yaşam, eğitim ve öğrenim kutsallığıdır! Yaşam, düşünmektir! Düşünen insan saldırmaz, saldırıya baş eğmez yüceliği varlığıdır! İnsan, düşünen bir yaşam varlığıdır! Yeryüzümüzün her karış toprağında uygar Türk doğar! Ahrette herkes kendi başına Allah’ın sevgilisidir. Allah sevgilimdir! Allah sevgimdir! Bu sevgiye yüreğimizde aşk, köprüdür! Aşk köprüdür! Bu sevgiliye din ruhumuzda inanç, köprüdür! Din köprüdür! Türkiye’m hizmettir! Adım Türk soyadım Türklüğüm yüreği Türkiye’m! Her felaket karşısında insanlığımızı doğmaya Yüce Allah yardımcımızdır! Türk yalnız mı daha hala! Bir birlik bütünlüğüdür insanlık!
TÜM YORUMLAR (2)