Kuşluk doğuverince göz bebeklerinde
Kalbin rüyası denize uyanır
Yol yol açılır karanlıklar
Bir dolunay doğar zindanına
Sevinç bitmeyen bir kuşluktur
Dostlar sılaya dönünce
..
upuzun bi yolda duran sarı saçlı kız
saçlarına dolanmış bu korku
gözlerindeki sevinç
ellerinde sımsıkı tuttuğun kendinle
neden bu bekleyişin
dar ağacında salınan ipekli mendilin sahibi olan genç
..
Bazen kinim galip geliyor,
Bazen dinim.
Peşine takılmışken süslü bir sözün,
Kendime getiriyor, büyüsü özün.
Karamsarlığın ortasındayken birden,
İçimi sevinç kaplıyor, hayret!
Olacak, olacak
..
Şimdi istanbul bir tutkulu gelin
Canına tak diyen özlemin
Bittiği gündür bugün
şırıl şırıl yarılacak deniz
vapurların bordalarından
çılgın bir sevinç
..
Bir çığlık var içimde
Sesimin çıkabileği kadar bağırıyorum
Kulaklar duymuyor
Yüreğim acıyor
İsmini koyamadığım nedenlerden
Hissettiklerim çocuklarım olsaydı
Öyle titrerdi ki vicdanım
..
Alev alev, duman duman
Yangın olur göçüm benim.
Gönül gözüm kan çanağı
'İnsan olmak suçum' benim.
Karagünlerle beraber
Garip kuştan garip haber
..
Bunca istekle aradığımız
İri bir çınar yaprağı gibi
Düşüyor sevinç
Yılgıdan mermere dönmüş yüzlerimize
Bir ağaca sımsıkı sarılan insan
Parmaklarıyla içse de özsuyunu
..
Bütün soruların yanıtları bir tek yerde
O suların çekilmediği tek yerde
Bir göç alır başını, bizden çoğa doğru
Toplasam önüme düşen gölgelerimi
Yaptıklarıma değil, yapacağıma bakar
..
Yaşama bağlanmak mutluluktansa,
Mutluluğu yakalamışız başta.
Dünyanın renkleri gözde parlaksa,
Gözyaşı, sevinç mızrabı olduysa,
Yaşam, yaşandığından memnunsa,
Mutluluğu yakalamışız başta.
..
Bugün bir sevinç,
Bir heyecan var sende.
Çırpınış kükreyiş kime?
Beyaz köpüğün yok ediyor
Mavilikleri.
Oysaki ben alışkınım maviliğe.
O kadar habersizsinki
..
Hayaller demliği; düş sığınağı
Ayrılığın örsü, sevinç ırmağı.
Düşün, düşten süsü; vuslat köprüsü
Ümitler limanı, hasret örtüsü.
Dinmeyen gözyaşı, bitmez mutluluk
..
durdurak bilmeyen sevdanın trenindeyim şimdi
deli miyim
motorlu araçlar apartmanlar trafik ışıkları
yosmalar ne idüğü bilinmez ne sattıkları
demir cehenneminde
bir öpücüktü sevdamız
..
dünya insanla dolu ama ben çaresizim
doğa yok olmakta yenik düşmekte yaşama
karıncalar yurtlarını terk edip
göç etmekte yüksek dağlara
ben ağlıyorum ben çaresizim
suskunum kış günleri
..
Yürür gece saatine bakıp gözlerindeki bene
Bahar seni, üç mayıs gülü selâma durur
Sen gelince ben nereye giderim elimdeki klişeyle
Delice bir sevinç kapımdan ayrılmaz olur
Bu yaşam usul usul burdan sana yürür kimse
Bilmez bunu, sırsız bir yüzün var senin demeye
..
Âdet edindim;
Her tatlı sözünden sonra
Sessizce
Sevinç gözyaşı dökmeyi.
Ve her aramayışında beni,
Boynum bükük bir fidan gibi
Beklemeyi...
..
Güzel ne kaldı...?
.....................Gözlerde / ki manadan derin
.....................Bu dünya içinde,
.....................Sevmeye değer...!
Saçlarında,
.....................Akşam rüzgarı
..
Eskiden insanlar böyle öpüşmezdi,
Dudak tene, ten dudağa değerdi.
Büyükler birbiriyle kucaklaşır,
Küçüklere hediyeler verirdi.
Eski bayramlar böyle buruk geçmezdi,
Bayramlıklar, sevince, sevinç eklerdi,
..
Seni bulmak yitirilmiş benliklerde
Sesini yeniden duymak
O sağır gebeliğinde geçen yıllardan sonra
Susmak bin sevinç çığlığı sessizliğinde
Seni bulmak ama sevinememek
Senin olamamayamı üzülmek
Yoksa benim olamamanamı
..
Biçare geçen günlere
Eğil de bak!
Ne getirdi senden sana?
Halini yokla hele bir soluklanda.
Avucunun teki geçmiş diğeri gelmiş
Geçmişten geleceğe hazırladığın nedir?
..
Bir gelişin var ki
Gözlerime sevinç verir
Bir gidişin var ki
Hüznümü depreştirir..
Çatlak bir duvar sızısında
Gece güne devrilir
..