1951 yılında Konya'da doğdu. Akhisar Lisesi'ni bitirdi. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun oldu (1974) . Çevirmenlik, Sol ve Onur Yayınları'nda düzeltmenlik yaptı, Milli Kütüphane'de çalıştı. 1980 yılından beri yurtdışında Berlin'de öğretmenlik, yayın yönetmenliği ile uğraşıyor.
Şiirleri Adam Sanat, Atika, Çağdaş Türk Dili, Gösteri, Milliyet Sanat Dergisi, Oluşum, Türkiye Yazıları, Varlık, Yeni Biçem gibi dergilerde yayımlandı. Yurtdışında Parantez ve Şiir-lik dergilerini yönetti.
Yüzünden bir harf düştü, kış bastırdı
Okuyamıyorum seni, uzaklar çok pahalı
Bilet bulamıyorum, kar çok seviyor ağaçları
Senin saçlarını, dudaklarından bir öpüş
Havalandı, korlaşıyor günlerin acısı
Yazım giderek okunaksızlaşıyor, yaşımı
Yürür gece saatine bakıp gözlerindeki bene
Bahar seni, üç mayıs gülü selâma durur
Sen gelince ben nereye giderim elimdeki klişeyle
Delice bir sevinç kapımdan ayrılmaz olur
Bu yaşam usul usul burdan sana yürür kimse
Güneş mi sallıyor dalları
Dallar mı tutunuyor günışınlarına
Salınan bir ömür mü akşama
Dökülen sıva bekler mi ustaları
Kar ışığa bakıp çıkışıyor
gece düşleri alır götürür beni
sığınmacı akşamların hüznüne
- ne çok şey anlatılır ya da anlatılmaz
baskının direnmeye davetine
ölümlerin yeniden dirilmelerine
Seni tanidim, kader kurbani dünyanin bütün poyrazları buradan geçti
Bir yol ayrımındayım kaç gündür, yazğım yolunu şaşırdı
Seni tanıdım, düşümün düştüğü düşeşle ben nasıl başedeciğim şimdi
Yeni başlıyor sorgum, yeni bir yaşama adım atıyor günahlarım
Biliyorum antolojilerde yok yerim
Biliyorum ben henüz gölgedeyim
Boşuna kesiyorum ben okuduklarımı
Alnımdan damlayan terleri siliyorum
Yazdıklarıma/dönüyorum yönümü dünyaya
Rüzgarı bırak çıksın dışarı
Gir içeri kapat kapıları dağlar dinlensin
Çıkar anıları kutulardan ömrün inlesin
Çocukluk çok uzak değil bu evdeki geçmişe
Bahçesinde kovboyların düelloda öldüğü günlere
Düzeni bozuk suyun aynasında kayboldun
Dururken ömrünün baharında dimdik
O zalim o uzaktan gelen dalgalar
Yüzüme kazıdı seni, yazgıma doğdun dupduru
Dağınık dağ alıp götürdü seni falın rüzgârına
Bir bulmacanın tam göbeğinde
Yargısma küsen iki bilinmeyenli
Bir denklem gibi upuzun duruyorum
Ayakta talan edilmiş halk ormanının
Kıyısında, doldurulmamış bir bilgi
Formu gibi tertemiz bir düş düşüyor
ÇINLAMA'dan
BEŞİNCİ GÜN
Sabah
devrilmiş bir ağaç kurşun gibi yatıyor
Merhaba Gültekin bey, size şunu sormak istiyorum müsadenizle. Şiir hakkındaki düşünceleriniz nedir ? Poetik anlamda şiir sizin için neyi ifade ediyor ?