Sevinç Kavuk Şiirleri - Şair Sevinç Kavuk

Çok tuhaf… konuşan, konuşulan aydınlatma amacı ile kendin söyle kendin oyna masalı sanki… ortalığı vahşete saranlar kendi aralarında oturuyorlar… kapalı kapılar ardında… sözüm ona, ne karar alınıyorsa, hissettirmek için birini çıkarıyorlar ortaya, diyelim ki Türkiye hakkında, alıştırma şırıngasıyla püskürtür gibi nabza zehri, Türkiye Cumhuriyeti Atatürk ile kuruldu ama, şimdi o yok, Türkiye niye daha var olsun diyorlar, başlıyoruz buna cevap kavuşturmaya… biz söyleyip biz dinliyoruz bu arada, onlar seyrediyor sadece… kabak tadı veriyor, sabrın sonu selamettir ahlak’ı, yani etik batıyor bitesiye… yüzüne tükürsen yağmur duası yapıyor sanki, üstüne tükürsen bıyık, altına tükürsen sakal türetiyor sürekli…
Vay be Yahudi neymişsin sen!
Yahudi diye söz açılırsa haklı olarak, üç bin yıldır her açılan kapıdan kendini kovdurp üstüne kapattırdığını da belki hatırlıyordur kendi hesabına sadece, yine sadece bizi mi yakacaksınız diye dehşeti sergileyecek elbette… yok, olmaz bu bir daha ve asla… insanlığın ayıbı tekrarlanmamalı diye değil tabi, bu işin kârıyla beslenen var daha… hem onları Asya yakmadı ki ve kimin umurunda bu… Asyalı düşünüyor, ötekiler çan çaldırmak için onları kudurtuyor demenin de bir hayrı olmaz ki… kim kime ne yapıyor, ne paylaşıyorlar anlamıyorum ki… hep ama birlikte planladıklarını birlikte uyguladıkları: seç bir vatan, gelen tepinsin giden kişnesin o vatan hakkında… tepinenden döküleni topla sen, o vatanın varı yoğundan kişneyeni de doyuruyor havası yarat, geçinir gidersiniz demeye kalmadan, Gaz ocaklarında yakıldıklarını unutanlar gibi bir Saddam örneği, kıssadan gör işini… ne diyeyim bilmiyorum ki…
Araplar mı?
Besledikleriyle beslendikleri topluluklarla keyifleri iyi zaten. Özellikle Amerika’da el ele kardeş kardeş gezerken ne şirinler hem… yamalanan, yalayan birlikleriyle rahatlığı onurlandırıyorlar… tarihler boyunca hep yalakalar meşgul etsin diye tecrübeye de ara verilmedi hiç zaten…

Oyun nerde ben orda
Dedikçe lütfen çocuklar
Beni de alın aranıza…

Ben sizinle oynunuzu oynarım
Siz de bir oyuncak çiftliği hayalini benimle

Dağlarda yanık
Kavuşulmaz uzaklığından hoş şarkısı
Renkli ve canlı
Ahenkli mısralar demetinin kokusu duyulur
Sevda kucağı
Yol üzeri uğrak mekan olmaya da yüz tuttu

İlkesi, ülküsü tüzüğüdür demokrasi varlığıyla
Sosyal sigortamdır Anayasa
Türkiye Cumhuriyeti diyoruz ülke adına
Türküm! Ne mutlu bana!

Güzeller güzeli Mustafa Kemal Atatürk ile kurucularına

Mecnun ise yakıp yandığın Leyla
kim kime küs oldu haline bakma
ne söylendi ne aranır yağan da
yar ol sen Mecnun yar ol yine Leyla

yanağıma sararan hep son hata

‘Ne Mutlu Türküm Diyene! ’ çeyizimle
Katıp çocukluğumu önüme, dolaşarak
Hep var olan aşk ve barış, tek Allah ile
Büyüdüm
Vatan ilişkilerinde kaybolmadan!

Sarıyer'i düşünüyorum Kabataş boyutundan
Yazarım özgürce hep düşüncemden, hem oralardan
Olacaksa da hukuku karartan keyfin icabıyla tebligat
Yatağımda yatırılacak davetsiz felaketten arsızlık o yağan...

Tarih, her olayı aydınlatacak tazeliktir ve henüz

Amerikan Atasözü: 'Bir plandan yoksunsan,
başkalarının planının bir parçası olursun', imiş.

En küçük iş, en büyük niyetten iyidir diyen de ben.
Basit, kuyruklu ve istatistik yalanlarından biri olan
İstatistik, yanlış rakamların toplamıdır deniliyor.

Bilmem, bir düşüneyim ben önce
Nato’ya kim hayır diyebilmiş ki…
AB diye bu söylenen Evrensellik değil mi?
Yurtta Sulh Cihanda Sulh dediğimize
Hayır diyen onlar olacak belki, ben değil tabi

aşk değil mi şiir olan
şiir değil mi her bir yürek
asırlardan asırlara bu heyecan, bu emek
sınırları söküp atan
tek göğüs değil mi aşk o gerilen
çözülen dillere meydanı