Eski çamlar oldu bardak
Verimliliğini yitirdi toprak
Sor,anlatır sana yaprak
Zamanın nasıl değiştiğini.
Beyazlar ederdi siyahları köle
Diş ağrısı gibisin diş
sızım sızım sızlıyorsun
------yüreğimde...
ben deşeledikçe sen
------kanıyorsun.
Söküp atıp kurtulasım geliyor
Hep güzellikleri anlatmak isterdim
bebeğim sana,
Irmakların çağladığı,kuşların ötüştüğü
güllük gülistanlık bahçeler sunmak isterdim sana
Savaşların olmadığı...
Bombaların parçalayıp gülüşü
Akşamın bir saatidir..
bir üst geçidin üstünde
bir dilenci vardır...
iki büklüm beli,eciş bücüş yüzü,
ve yırtık pırtık elbisesi...
ve kirli çıkını hep önünde serilidir.
Öğretmen öğretir herşeyi
Kazandırır bizi topluma
Küçükler veriyor gerçek örneği
Büyüklerim neden bu savaş kavga
Bakın ellerinde çantalar okula koşuyorlar
Bakın,bakın! ! ! hazır ol durumundalar
Öyle ömürler vardır ki,insana iki dakika gelmez,
Öyle dakikalar vardır ki,iki insan ömrüne bedeldir.
Birincisi doğrudur; Öyle insanlar vardır ki
.....................teraziye gelmez.
'Boşa koydum dolmadı,doluya koydum almadı'örneği
ömürlerini hayhuyla geçirirler....
Hani sevdiceğim gittin gitmesine ya
koskoca yaz geçti...
Hiç olmazsa Eylül 'de gel
Hazan mevsimi geldi nerdeyse
bak yemişler de erişti...
Eline bir çanta al çocuk gibi.
Demin ekmek yaptım.Tütüyor
buram buram,sıcacık mis gibi ekmek,
kiremit gibi kızardı üstü.
Ne güzel kokusu var.
Az önce ineğin altındaki gübreyi aldım.
bulutlar yağmur heybesini yüklenmiş bugün
bereket yağıyor göklerden
özlemişim...
ıslak toprak kokusunu
uzunca zamandır..hasretim
bilmezdim grinin tonlarını seveceğimi
Bu gün seni düşündüm yine
senin haberin yoktu.
Yüreğim ince ince kanadı
Senin haberin yoktu.
Ben seni ne çok severmişim meğer
Yüz kereler,bin kereler,milyon kereler
Kıvranıp duruyor ölümünü isyan eder gibi.
Beden acıları yürek acılarından üstün olduğunu anlıyor.
Ölümü Öylesine sabırlı, öylesine soğukkanlı bekliyorki
Oda ne balıkcı balığı yine engin sulara bırakır
Taki bir başka oltaya takılıncaya kadar özgür..muhsin yener