Buza beyaza
Tebessüm eden
Duygu düşüncelerin yansıdığı yüzünle dünya kendi aynasında kuruluyor, sonsuzluğun ismi cismini özenip bezeniyor
Kumrular güvercini çırpındığın kanatlardan güneşle bakışıp gülümseyerek
Senin el kol hareketlerinden dökülüp düşüyor toprağına ve tabiatına çiçekleşen her güzellik
Buralar sana giden yolun kardelen kışı
Bu tüten buğu senin cemrelerin, senin yaktığın ocağın külleri ve gördüğün bağ bahçelerin güz asmaları
Körpe kuzularıyla dağların, pullu perçemli yaşmaklarıyla yaz baharların
Akıp gittiği pınarlara kar suyu götürürken tozu dumana katan yollar ve yolculukların heybesi yükü senin bohçan
Boncuklu koşumlarından atların tezip kişnediği uçsuz bucaksız sonsuzluk senin destelediğin sevincin bağı
Közünü deştiğin ateşe senin unun ufran sofran ekmeğin aşın ve çöreğin, bu yudumladığım her nefese soluduğum hayat
Evini barkını senden okuduğum öğrendiğim özüm ömrümcelerin
Sürdüğüm dem senin buhurdanlaştırdığın çayındır kulpuna tutunduğum dünya senin çaydanlığın
Yaprak saçak
Bu bahçeler senin kokun, senin kutsal hasretin
Bu yaz sıcaklığı esintileri senden
Bunlar senin ellerin anne
Gitmek istediğim yurt sana, varmak istediğim sığınak senin kucağın
Geldim işte sevgilim annem
Niyet ettim
Yolunu yönüme kattım, yürüdüm gittim, ayaz demedim, yağmur çamur kış demedim
Yürüyüp gittikçe ömür uzaklaşıp azaldı tozunu çırpmış, esvabını yumuş yıkamış irem toprağını ezelden bildiğim
Sekilerde dünya devran aralık, sedirlerinde beti benzi soğuk gölgelerle gün geceye kavuştu
Saat bulanık bayırda durduğu yerin hoyratını çaldı, kapıyı sokağı iklimi dünyayı geçtim de
Ben sana yaklaştım
Geldim yetiştim güzel annem
Güneşine ışığına geldim yetiştim
Aralık/24
Kayıt Tarihi : 7.12.2024 17:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!