Kalbim ürkek bir serçe gibi
Konuyor kağıda her bir dizede
Ellerim titrek, sözlerim kırık
Bir hatıranın gölgesinde
Kuşlar unutmaz eski şarkıları
Ne gam, ne tasa ey yar senden,
Gelen de hoş, giden de hoş.
Gül de solar, dikeni de düşer,
Açanı da hoş, solanı da hoş.
Ateş misali yanar gönlüm,
Yalnızlığın eşiğinden kalkıp da geldim
Issız sokakların unuttuğu bir adla
Beni çağıran sen miydin, bilmiyorum
Ama her şey sende bitiyor, her şey sende başlıyor
Geceler adını söylemekten ürküyor artık
Ben hâlâ sessizliğe yeminliyim.
Bir nefes yetmez bazen,
hayatı taşımaya.
Zamanın sırtı kambur,
anılar düşüyor parça parça.
Hangi mevsimde unuttum kendimi?
Seni sevmeyi aralıyorum bugün sayfalarda
Gökyüzü kadar mavi
Ormanlar kadar yeşil bakan gözlerin
Bir toprağa hapsetmisti beni
.
Hicranla yıkandı göğsüm, aşk küle döndü.
Sessizlik konuştu sonra, kelâm da yandı.
Her harfi duaların kurşun gibi saplandı,
Sabırla örttüğüm eski yaram da yandı.
Geceyi giyindim ben, yıldızlar sustu.
Hakiki sevdanın gayesi bir başka olur,
Eğer Mecnun deli gibi sevmeseydi Leyla’sını
Bulur muydu gerçek sevdasını ?
Eğer ki yolunun hakka varmasını istiyorsan
İlk önce tatmalısın bir fani sevdasını .
.
Zaman, sabrın ölçüsüdür, dostu değildir her an,
Bir gülüşte kaybolur, bir gözyaşında doğar.
Ve nasip, ne hesapla ne de planla gelir,
Sadece doğru an, doğru yer ve de zaman..
Bir rüzgâr esti, adını fısıldadı,
Gönlüne çağırdı, duymadın.
Gözlerin gökyüzüne değdiği an,
Bir işaret vardı, görmedin.
Geceler dile geldi, seni anlattı,
Ellerin… dokunmadığım, ama bildiğim,
Bir ateş gibi, uzaklarda üşüyen tenimde.
Gözlerin… hiç görmediğim, ama hissettiğim,
Bir deniz gibi çağlıyor içimde.
Sana yazdım, her sözcük titreyerek,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!