Aydınlık gözlerin çevrelediği bir dünya bu,
Belki bir çocuk gülüşünün yankısıdır hâlâ,
belki bir pencere perdesinin ardına sinmiş
unutulmuş bir hatıradır.
Yaşıyorum - evet, adını bilmediğim bir sınırın içinde,
çizilmemiş bir haritanın ortasında,
ne doğuya ne batıya ait bir ülkede.
Kalabalıklar geçiyor önümden,
her biri bir öykü taşıyor sırtında
ama hiçbiri bana ait değil.
İçimde büyüyen sessizliğin çölünde
yankılanan seslerin bıraktığı kirli izler var hâlâ,
bir duvarın çatlağında unutulmuş çocukluk gibi
veya bir mezar taşına dokunan rüzgâr kadar kırılgan.
Yaşamım - detaylı bir yalnızlık,
bir ucubenin bile giyemeyeceği kadar dar bir elbise.
İnsanlar…
zayıf, tutunamayan,
yine de göğüslemeye çalışan bir şeyleri
kendilerinden habersiz.
Ve ben…
kararsız adımların götürdüğü bir karanlığa bakıyorum,
her dönüşte biraz daha büyüyen bir geceye.
Her sokak köşesi bir başka ihtimal,
her nefes, belki de sonrasızlığa atılmış bir çığlık.
Ve umut - ah umut -
yine aynı benle yola çıkan,
aynı benle küsen,
yine aynı benle barışan sessiz bir yelken.
Bir sabah uyanıyorum,
dünyayı yeniden kurmak ister gibi
bir parça ışığı alıyorum ellerime.
Bir akşam, karanlığın en derin yerinde
bir çocuğun gözlerindeki şaşkınlığı hatırlıyorum.
Her şey bir döngü aslında:
yanılgılar, düşler, yaralar,
ve hepsinin altında yatan çıplak bir gerçek
ben hâlâ buradayım.
Sessizim.
Ama yürüyorum.
Çünkü yaşamak, bazen sadece
bir boşluğun içinden geçip gitmektir.
Ve umut, belki de
yürüdüğünü fark etmediğin bir yoldur…
Kayıt Tarihi : 25.9.2025 15:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!