yazacak kadar yaşamış
Dağlarında rüzgâr eser, ovaları gül kokar,
Bir çocuk koşar yokuş aşağı, kahkahası ufka akar.
Bir annenin duasıdır bu ülkenin göklerini tutan,
Bir babanın nasırlı elleridir ekmeği sofraya koyan.
Bu topraklarda merhamet ırmak gibi akar içten,
La ilahe illallah…
Muhammedün Resulullah…
Bir sözle başlar her şey.
Bir cümleyle doğrulur insan.
Bu sadece dilde söylenen değil,
Hayatı hizaya sokan yemindir.
Bir sabah değil, bir cehennem sabahına uyandı filistin
Gökyüzü mavi değildi artık,
Her yer duman, her yer acı,
Her yer Anne diye yarım kalan çığlıklarla doluydu.
Sokaklarda koşan çocuklar yoktu artık
Bir zamanlar top koşturan o küçücük ayaklar
Onu ilk gördüğünde
Güneşe benzetmezsin,
Çünkü ışık saçanlar
Genelde bu kadar mesafeli durmaz.
Oysa bilmezsin,
En çok üşüyenler
İstanbul’da akşam inerken
kaldırımlar insan olur biraz.
Sevenler aynı durakta susar,
kavga edenler kelimeleri büyütür.
Bir pencere kapanır,
başka bir hayata ışık yanar.
Ben bu çağın çocuğu değilim.
Zamanın gürültüsü, insanların hırsı, dünyanın parıltısı
ruhuma ağır geliyor artık.
Ben kalbime sordum bir gün:
Ey nefis, seni kim doyurur
Cevabı açıktı
Bir ses yükselir Anadolu’nun bağrından,
Sessizliğe sığmayan bir yürek gibi
“Allahuuu ekber
Duası göğe varan bir milletin
Titreyen ama asla kırılmayan nefesidir bu.
Mazlum coğrafyalarda kan durmazken,
Filistin arakan feryat eder,
Doğu Türkistan sessiz çığlıklarla dolu…
Ve sen hâlâ yılbaşını kutlayacak, ışıklar altında gülümseyeceksin
Yazıklar olsun sana, Müslüman
Uyan müslüman uyan




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!