Yamalıklı bir ömürden
Sökülmüş yırtılmış duvar kağıtları gibi
Devridaim
Kabaca …
Bükülür bükülmez yol yamaca
İnen kalkan paslı kilitler kundağındaki kol demirinin
Kapıdan geçen dünyaya hazırlıksız provasız bir ömrün konar göçerliğini yürüterek
Zirvelerden alçak arazilere doğru hızla düşüşe geçen uçurumdaki zamanın ve zembereğin
Yalnızlığa denk gelen ağırlığını tartıp nöbetleşe değişen bilinmezlik dengesini kurmak gibisine talan tarumar
Hayal ve hüzün kırıklıklarından derinlik artıran iç kısımlara doğru
Ve dalların karanlık resmine
Evlerin soğuk yüzüne
ve suskun sessizliğine duvarların
Kalabalığını boşalttığı her yeri kaplayarak
Sıvanmış sokulmuş ustura kesiği gibi sızısı sevincine karışık perişanlara kıpraşıp duran
pejmürdelere
Sanki istasyonda sepet sepet dağ rüzgarları ve gül kurusundan çiçek satıyormuş
Geçmişe son vermeden evvelki
Seesefilce
Dağınık
Bitkin
Sönük
Silik
Kayıtsız bir bedende beti benzi sararmış solmuş hayata
ve kendine karşı olan ilgisi azalmış
Hevesi tükenmiş
Heyecanı soğumuş
Hissi çökmüş
Umudu bitmiş
Sürgünden sürgüne kaçak ve kayıp traşsız bir çehre, yırtılmış bir duvak, buruşmuş pörsümüş sarmaşık gibi
Tembelliğe ve lümpenliğe derbederliğin arabesk ezberinden mezun olmayı çalışıp alışan
Hayattan
Emsalden
Eşgalden
Hattan huduttan
Ve perondan çıkmak üzere olan bir tren çığlığı bulanıklığıyla gözden ırayıp gönülden ayrılan
İnsandan dünden ve geceden sonrasının
Her karartıdan devraldığı meçhulünü arayıp soran
Hınca hınç
Bir başka yarındır
Ocak/25
Kayıt Tarihi : 9.1.2025 12:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!