Saat gece hava karanlık
Yağan yağmurda var bir rahatlık
Beden günahkar ruh bulanık
Sana yürüyorum ben hep sana
Saçlarım ıslandı kalbim karardı
Bazen işte böyle bir an
Yüreği daralır sığmaz kabına
Silinir benliğimden sinirim
Yazası gelir kağıda insanın
Gözler kapalı donuklaşır renkler
Kırdım kelemi suya attım
Parmak izlerim silinsin diye
Sana yazamayan gönlümü yaktım
Ateşimi sana verdim yanasın diye
Uçlara kaçtım sen ittikçe
Ben mi unutuldum sen mi unuttun
Yoksa dünyamı değişyi ben bilmeyeli
Ölüler konuşamaz bilirim
Yoksa sen mi ben mi öldüm
Gözlerin göremediği diyarlarda
Belki dertler bir gün biter
Hüzün çökmez sokak başına
Mutluluk getirir artık rüzgâr
Belki kelepçeler türkü söyler
Ama gülmez duvarlar
Konuşmaz pencereler
Asımın ayak ucunda kaybolan hayatım
Ve Asım neslinden kalan yılgınlık omuzlarımda
Yük ağır, ayaklarım zayıf, ben daha çocuk
Annem rüyama girip, ayağa kalk dedi,
Bende dikildim, ayağa; kısık sesimle
Bir daha yıkılmayacağım toprak üstüne
Sana ilk defa anlatıyorum
O deva bulmaz derdimin sahibini
Ve ilk defa döküyorum kaleme
Onmaz ve son bulmaz hikayemi
Soğuk değildi hava kampüsde
Bir yıldız doğdu ufkuma
Bir yıldız kalbime
Bir har düşürdün ömrüme
Yan yana bildiğine dedi
Ak sakallı rüyaların dedesi
Onamı uyayım yoksa....
Karanlık ve soğuk odamın duvarları ile
Sen biliyor musun ben geceleri ne yaparım
Başıma çekince ağır ve kötülü yorgan mı
Gözlerimi kapatınca neler görür, duyarım
Ben her gece kurt gibi ulur, at gibi kişnerim
Zoru seven kolayı kabul etmez
Gönlüne aşkı koyan dostluğu kabul etmez
Ölümü göze alan hayatı kabul etmez
Seni seven başka aşkı pek görmez
Yıkılan binalar var gönlümde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!