Sonbahar, güz mevsimi,
Ellerimden çekilişine ne demeli?
Sanki üşüyorum, çaresiz bir titreme,
Sakın aldanma ağladığıma.
*
Bir gurur, bir serzeniş, içimde deprem,
Yalan; bu kadar da büyük olmazdı demi,
Gözlerin gibi...
Hala yalanınla yaşayan düşkünlüğüm sen,
Firar, haketmediğim uzağımdaki suskunluğum sanki.
Ağlamak bana ne kadar yakınsa,
İçim dışım yalan, senin yüzünde,
Bir yolun yolcusuyum kanadım kırık,
Başka yerlerde olsak ta,
Bu gece sessiz şehir karşımda.
Senden haber alamasam da,
Bu karanlık yerde karşımda bir yerdesin,
Biliyorum... Son konuşmamızda bir söz söylemiştim sana,
Bi 70 lik, biraz peynir,
Bir dilim kavun, üç beş tane siyah zeytin...
Otur şöyle karşıma,
Bu akşamın gün batımında,
Eskilerde kalan mutluğum,
Mazide kalan iki alyans, yan yana.
Birgün daha oldu bak,
Güneşin ışıklarıyla karanlık kapı aralığında vedalarla,
Sana bir şiir bıraktım, bir de sönmemiş sigara,
Üstünde dumanı küllerin arasında.
Baştan gitmek lazımdı aslında,
Neden bu kadar bekledim seni sabırla?
1571 gündür aya bakarım her gece.
Seni ararım, seni anarım.
Yarı ölüm halindeyim her gece.
Yarı beden atmaz, içim vurgun yeri.
Gittiğin günden beri hasretinle yaktın.
Ben bende değilim her gece,
Kusursuz bir fırtına,
Önce bir damla, sonrası durmaz sağnak,
Sırılsıklam eden tek kişilik vicdan,
Uğrunda yaşayacak biri, tek kişilik firar yeri,
Umrunda olmayan,
Ya da umurundaymış gibi hissedersin.
Gönül kapıları açık unutma.
Sönmez yürekte sevdan hatırla.
Belki tutamam ellerini,
Hercai menekşe çiçeği sana.
Gönül büyütür büyük bir sabırla.
Terk edilmez içimde senin nöbetin asla.
Uzak fener liman ucu seher.
Dimdik dik duruş kaşlarım çatık.
Gökte olmayanın rüzgarı.
İçimde hüzün ağlaması.
Sorsam sonra kendime?
Adım ne benim diye.
Gülün içindeki dünya sen.
Hayatın anlamı içimdeki gül sen.
Gece olupda kendime bakınca ben.
Kendime kendim sorunca soru yine ben,
Afallıyorum yine.
Bir burukluk gönül direği yamuk.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!