Seyrederken kurumuş dalların aman vermeyen çabasını, ben kuşkusuz uzamış, eğreti dalların arasında bir ot parçası...
Zamanı ve seni avucuma sığdıramam.
Hem bilirsin benim beklediğim yerler,
Zamana karşıdır.
Üzüntü içindedir.
Ama bilirsin ben hep beklerim seni
Bana sakın yerini sorma, canım acır elbette, seni oralarda göremesem de.
O zamanlar oralarda yağmurlar yağardı.
Ürkek bedeninle saklanırdın.
Kendini köşeler de var ederdin
Çiçekler ekiyorum yüzünün kıvrımlarına,
Çiçekler, mor menekşe yüzün boyunca.
Nehirlerinde yıkanıyorum
Saçların kuruluyor beni,
Sardığında bedenimi.
Yaralı bir kadın, Şehrin karanlığında dans eden
Çiçek
Kanalizasyon borularını temizleyen
İşçi
Üç kuruşu dört çocuğuna dağıtan
Baba
Bugün bir kuş öldü, gözümün önünde,
Annem oturup ağladı.
Özgürlük, beton yığınları arasından koşarak geldi.
21. Yüzyılda yaşım, iki çeyrek insan ederdi.
Dağlarda Hür koşan atlar.
İpek saçlarından alev akar.
Ölümün tembelliğine istikrarlı bir koşu
Derinden sarsıcı bir acı
Durmak bilmeyen zaman, geçiyor kanatlarımın altından ve ıssız kalıyor bütün yaşantılar.
Peygamberler ölüyor, şeyh im ölüyor, büyük adamlar yalnız bırakıyor bizi.
Ve hâlâ kuşkulu bakıyor hüzün.
"Hastalanmış ve yörüngesini kaybetmiş biri olarak İbadet ediyorum. uzun yıllar sürecek yaşantıya. Doğmamış ve doğacak insanlara."
Peşinden gelmek istemiyorum, beni çağırma. Korkum yok, şüphem yok, Şansım hiç yok
Nedendir beni peşinden sürüklemek, istemem
hayır gelmeyeceğim.
Diretme, yakamı bırak.
Ardı ardına birikmiş her şey
Yol kenarları üzerinde yürürken,
Kaldırım taşlarının arasında
Ardı ardına birikmiş her şey,
Sabah erkenden, habersizce, sokaklar uğuldarken,
Sahi, kaç kişi ederdi bir yalnızlık.
Kaç kişi ederdi içimde birikenler.
Tanrının yağmuru yağarken,
Ne saklayabilirsin ki.
Her şey olduğu gibi ortada.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!