Sıla'nın hasreti tüketti bizi
Tutmaz oldu gardaş elimiz bizim
Yitirdik kaldık bak benliğimizi
Ne olacak böyle halimiz bizim
Dönmek kolay ama sonuçları zor
Hasret sır koymadı gözyaşım ayan
Ben sılada yavrularım gurbette
Sabıra ne gerek taş ol da dayan
Ben sılada yavrularım gurbette
Gözyaşlarım bir gün diner elbette
Gene bayram geldi hüzün kapladı
Sıladan bizlere verin haberi
Gurbet ciğerime hançer sapladı
Ne olur sıladan verin haberi
Bayramın kokusu gelir sıladan
Gurbetin özüne erenlerdenim
Burada gün sayıp duranlardanım
Üç beş kuruş para, kazanmak için
Geceyi gündüze katanlardanım.
Kattık da n'oldu uzadı mı kollar
Bak yine bir sızı sardı içimi
Geride kalanın sollarındayım
Topladım bavulu aldım göçümü
Tekrardan gurbetin yollarındayım
Neden bırakmıyor beni bu çilem
Burası gurbettir acı mı, acı
Arama burada, yok gardaş, bacı
Unutmam sılamı, daim baş tacı
--Gurbetçi olamam n'olur horlama
--Alışamam sana, beni zorlama
Yigittir insanı, karadır kışı
Cana can katıyor güzel SORGUN'UM
Şehirler içinde bulunmaz eşi
Canıma can katan güzel SORGUN'UM
Senden uzak kalmak zulümdür bana
Yerköy'ü geçince heyecan bastı
Bacağım titredi, vücudum kastı
Saray'dan öteye dilim de sustu
YOZGAT'a gidiyom haberin var mı?
Yozgat'a varınca kalp gümbür gümbür
Ülkeye nizam verip, şerh eylesek farkını
Ne oldu bize böyle, deyip sormamız lazım
Uğraşıp tamir etsek, bozuk olan çarkını
Düzelecek mutlaka, bakıp görmemiz lazım
Soldurduk tüm renkleri, yeşilleri alları
Kuruttunuz umudumu kökünden
Bana tutunacak dal mı koydunuz
Sırtım nasır tuttu derdin yükünden
Tükendi mecalim hal mi koydunuz
Kar boran kapladı umut dağımı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!