Her top direkten dönmüştür,
Heybetini kaybetmiş bir çığ gibi,
Ne bir dağcının umrundasındır
Nede kanadı donmuş kırlangıçın
Karanlık bir ormanda ay ışığı sızıntısı
duş al derler ağır bastığında hüznün,
dinleme onları,
kendini at denize
dibe dal nefesin yettiğince,
midye kabuklarından yaralar açılabilir ellerinde
Metan gazları boğulmaları,eşsiz
Ölümün en illeti olsa gerek
Bir yumruk ki kursağımda,inmiyor, indiriyor diz çöktürtüyor
Metal rengi parlağı azı dişler arasında sıkışan cümlemdin
Kırıp döküp yarıp kan revanla çıkıverdin
Annemleyin bakmalarım yanıltmasın seni
Arzular çatıştığı vakit
bir anlık mutluluğa kurban edilmiş
-verilmiş güzel sözler-
Ne yana dönsem bir hayvan yanımın sorgusundayım,
Bu kudurmuşluğumun döl seli nerden bilemeden
En küçük dalgınlığıma bin hayvan yanım tecevüzü
Ne çok sevmişiz cihan-ı harp lerin bize ettiklerini
Nerede tenime giydirdiğim portakal kokularım,
Gırnata sesleri kesiliyor çocukluğumdan kalan
Pasın demir işgali
Uçurtma flörtleri, gök mavisi
Karbonu dökük aynanın cam sıradanlığı
Miladı dolmuş kahramanlar
Statik göz dokunmalarından,siyatik sancılar
Nefs lerde jartiyer çekiciliği
gözlerımın bebeklerı catladı karanlıgınla
göremedım,
yoktun,
siyahtın.
belkı bır gölge bılgisiydin artık
Avuçlarında çıldırırken yenilmişliğin...
kanatan yaraları tuzlar mı bilge yerin? tamay önal polat
hiroşimada atomların açtığı çukurlara
kayın ağaçları dikip
çocukların kanayan yaralarını öperken buldum kendimi
farkına varıyorum.
Yüzüm yok benim…
Yamalardan örtünme kusarken sancılı yaralarına
Domuz bağı çıkmazında volta tespihleri şıkırtısı
Köpek bağlasan durmaz ayazında,
Tir tir titriyor cesedim
Uslanmadı nazlarından
cilveli perilerin.
Işık çizikleriyle çıkıyorum
Taptığım her şeyin karanlık mabedinden…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!