Şenol Denizci Şiirleri - Şair Şenol Denizci

0

TAKİPÇİ

Şenol Denizci

Baktı güneşi güneş gibi
Yağmuru yağmur ormanın
Rüzgârı rüzgâr
Baktı hep bir ağızdan tekbir ıslık
Yan yana, sargın ve denk bütün çamlar
Dedi ki konaklasam dallarınızda

Devamını Oku
Şenol Denizci

Kurulmuş saat gibiyim, çaldım çalıcam
Damlamak üzereyim köy çeşmesinden
Ayağımın ötesinde buz-muz
Ne zaman dur dedin ki?

Ocak 2007 / Ankara

Devamını Oku
Şenol Denizci

Dostluk nedir Derman kedi?
Ömür yanılgısında
“Seni bir başka severim” mi?
Cepsiz kefen gibi bir şey mi?
Hiçbir şeyim yok şu dünyada, götürülesi
En iyisi karışmayalım sokak kavgalarına

Devamını Oku
Şenol Denizci

Her savaştan biraz fazla dönerim
ya üstümde el feneri izi
ya sırtımda filistin ağrısı...

Bir bakarım tâ göğsümde yuvalanmış
çelik bilyeler...

Devamını Oku
Şenol Denizci

Uzakta incelen bir duygu var
Sabahlarda şair öksürüğü
zorunlu bir susuşun bilince çıkmış halidir
sonra…

Şimdi bırakalım bunları

Devamını Oku
Şenol Denizci

Mavi gözlü kızın kaygısını kaygı yapan
bilmediğini söyleyenlerle, bildiğini susanlardı.
Ha İzmir ha Urfa boncuk gözlü kız
telaş bütün adımlarla bütün asfalt ve toprak yollarda
Eksiklik buradaysa hem de orada

Devamını Oku
Şenol Denizci

Neyi yitirdiğini asla bilmeyeceksin!

Anlarda eksiklikler dolaşacak ayağına
Durmadan ağırlayacak seni
karanlık odalarında bu 'tek'lik

Devamını Oku
Şenol Denizci

Mor bir tekne uğurlanıyor
İçimin İzmirinden
Yükü ağır
Dalgalar sus pus, deniz süt liman
Balıklar el pençe divan
Yaşanmışlıkla aklıyor kadın kendini

Devamını Oku
Şenol Denizci

...
Bahçeye açılan kapıdan dışarı bakıyoruz, ben ve yalnızlığım. Dışarısı çıtsız, kim kimi bu kadar terk etmiş? Öznel bir yaklaşım mı yoksa gerçeğin ta kendisi mi bu sessiz zaman? Güneye gören bahçeden İstanbul'dan Bursa'ya, İmralı'dan Armut'luya kadar dünyaya bakan kocaman bir yalnızlığı kucaklıyor sabah. Salıncaklar boş, bahçe çocuksuz, ufuk fluğ, birileri birilerinden gitmiş sessiz sedasız. Görünen ufuk çizgisinde yığılı hikayeler var güncel ve telaşlı. Umut, matematik, varsayım, zamana endeksli herşey başka ve uzak coğrafyalarda çığlık çığlığa sürüyor günün başında. Uyanınca başlayan kör koşu, birbirinin üzerine basarak çıkılan sokaklarda binbir tuhaflıkla sürecek bir sonraki uyku ya da sevişme zamanına kadar. Burası telaşlandan uzak, huzurlu, "çıtsız". Kimse yok, kimse olmayınca da telaş yok. Gelen yok. Herkesin bir telaşı var bu sabah, yaşam değirmeninde öğütülecek günleri, anları... Tuhaf ki yalnızlığa bile zamanları yok insanların. Telaş, her iklimde, her coğrafyada, her insanda başka vücut buluyor. Sadece bu nedenle bile anlaşılmayı beklemiyorum. Benim telaşım yok senden başka. Umudum, mutluluğum, ufkum, sevincim, yalnız bırakılmışlığım, beklentim, çaresizliğim... Neyse ki yalnız bırakacak kimsem de yok senden başka. Eminim bir dünya telaşın vardır şimdi. Ölümlü olduğumuzu unutmadan gelsen diyorum arada, telaşlarından kaçsan, bahçeden dünyaya baksak, gülsek, ağlasak... Bile öle salıncaktaki çocuk olsak. Belki hiç söylemedim ama tek kişilik bu özgürlük bana fazla galiba. Benim senden başka arkadaşım yok...


Devamını Oku