Alıp yaprağı götürürken suyun aşkını
Toprağın hüznünden kopan şu nidayı
Beklenen ve derlenen hicranı anladım
Ve kandım sessizliğin hazzıyla uyandım
Ne zaman aşacağım bu benlik sevdamı
Kul olmak için ölümle her an barıştığımı
İfşa edilemeyen heyecanın kalan hazzını
Kime anlatırım, hayır ben sukutta kalırım
Vazgeçmek ve hali hasretmekle yetinmek
Kimseye kul olmadan, edebi nefeslenmek
Asabın bühtanlığından geçmek, sevilmek
Ve muhabbeti talep ederek çekip gitmek
Halimin yangınlığında kalbim şimdi bizar
İnsanın efkârını dert edinmek kime nazar
Ah mezar, hicran sesisin sen aşk busesisin
Nihayet için suhuletsin, dem içinde demsin
Ne heceler yeter ve ne de kelimeler inler
Yazmak edebin seyrinde nefesle bir sefer
Bahtın sayfasında okunanlar ve acı sızılar
Kim hakkıyla sabrı anlar ve kanaatle ağlar
Bir hicran feriyle temaşa ettiğim şu aynalar
Ah, bir bilsen ve halin atisinden manzaralar
Ne anlatıyor, yaprağın hüznünü hatırlatıyor
Göçüp giden nefesin, kalanıyla hesaplaşıyor
Kayıt Tarihi : 12.1.2010 12:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!