SENİN HALİNE AĞLIYORUM (kıssa)
Behlül Dana, Halife Harun Reşid’e gider;
Halife’yi, makamında ziyaret etmek ister.
O sırada Harun’u makamında bulamaz,
Buraya kadar gelip görmeden de olamaz!
Bakar ki Halife’nin tahtı bomboş durur,
Hazır fırsat bulmuşken geçer tahta oturur.
Behlül zevkle beklerken korumalar gelirler,
Tahtta bir yabancıyı otururken görürler.
Yaka paça tutarak indirirler aşağı,
Öyle bir döverler ki hafif gelir kaşağı!
Bir süre sonra Harun çıka gelir aniden,
Bakar Behlül ağlıyor ona döner yeniden:
“Sen neden ağlıyorsun, ne oldu söyler misin?
Böyle cevap vermeyip, Harun’u eğler misin?”
Halife, cevap alamaz; Behlül ağlıyor müdam,
Korumalara sorar: “Neden ağlar bu adam?”
“Ey Emir Hazretleri! Bu yabancı kudurmuş,
Korkmaz mı? Halife’nin koltuğuna oturmuş.
Hemen tuttuk kolundan onu tahttan indirdik,
Akıllı olsun diye ona haddin bildirdik.”
Behlül Dana duramaz: “Sana çok acıyorum,
Senin halin nolacak? Bu yüzden ağlıyorum.
Ben ömrümde bir defa makamına oturdum,
Öyle dayak yedim ki ölmekten zor kurtuldum.
Sen ki her gün oturursun, ona ne diyeceksin?
Yediğim bu dayaktan, ne kadar yiyeceksin?”
Pir-î Fâni; Behlül’ü, anladı mı Halife?
Hakk’a özü bağlarsa zül olur mu elife!
MEHMET ŞAHAN (PİR-Î FÂNİ)
23.03.2021 – İSTANBUL
Kayıt Tarihi : 23.3.2021 00:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!