kırağısı dudağının kalbimi ıslattı
sayılı günlerim vardı hep hala öyle
sana rastlayacakmışım gibi birgün
bir köşe başında anı kovalarken...
amansız bir soluksuzluktu bu ömür
her sokağında seni andım kaldırımlar şaşkını
soğuk perdeli camlardan korkup kaçarak
çocuk kaldım yağmura cesaretimle meraklı
kapı açılmalarında ses tonuna özlemimle
ağlıyorum...
heyecanımla öperken sabahı
o aslında
seni o gün görme tesadüfüme olan sevincimdi
göremezsem görmüşlüğüm vardı
yanağına doluşmuş ayva tüylerinde gözlerimin rengi
acı bir nehir gibi dolacak koynuma karanlık
ama o kekre boşluk senin boşluğun
çok seviyorum nefesinin dalından yeni koparılmış
yaprak kokusunu...
peyzajı yarım ellerimizin kaçak göçek yollarda
kuş sürüleri gibi tatlı telaşıyla gözlerin
doyururken içlenmelerimin sonbaharını
değirmeni olurdu gelişin boğaz düğümlerimin
çağla rengi bir kışı karşılarcasına umutluyum
hiçbir duvar dümdüz pürüzsüz değil
hınç dolu bir aşkla susuyorum imkansızlığına
sana...
ama kendime değil
asla...
Kayıt Tarihi : 25.6.2011 00:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!